Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Sakın abini ihbar etme!

İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Kimya bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Mahmut Can Kalkan'ın anne ve babasını siyanürlü şerbet yapıp içirerek öldürmesinin detayları korku filminden farksızdı.
Mahmut Can'ın son bir ayda anne, babası ve kardeşlerine her gün limonata ve kokteyl yapıp tadına bakmalarını istemesi meğer provaymış!
Bir ay sonra hazırladığı kokteyle bu kez siyanür koyması ve saatiyle zaman tutması... Babanın "Ne içirdin bize?" deyince "Zehir, son 10 dakikanız" demesi...
Şüphelinin şerbeti içmeyen kardeşlere zorla içirmeye çalışması... Şizofreni teşhisi konulup tutuklanan şüphelinin "Pişman mısın?" diye soran hâkime, "Hayır pişman değilim. İşim yarım kaldı. Tamamlayamadım" demesi...
Mahmut Can'ın sadece kendisinin gördüğünü iddia ettiği kırmızı gözlü, siyah pelerinli ve mekanik sesli birinden aldığı direktifle cinayeti işlediğini söylemesi de şizofren olduğunun belirtileri galiba.
Peki, caninin "Karşıyaka'daki bir kahvehanede daha önce uyuşturucu temin ettiğim kişiden 1 kilogram siyanürü 220 liraya aldım" ifadesi doğru mu? Şizofren birinin siyanür alması bu kadar kolay mı? Hem de bir kilo siyanür!
Ailesi, Mahmut Can'ın şizofren olduğunu bilmiyor muydu? Ya da şizofreninin boyutunun bu kadar artacağını tahmin etmediler mi?
Üniversitedeki öğretmenler ve yöneticiler Mahmut Can'ın hareketlerinden hiç mi bir gariplik sezmediler? Mahmut Can ya üniversitenin yemekhanesindeki yemeklere siyanür koysaydı?
Haberde beni en çok etkileyen annenin diğer oğlu Emircan'a söylediği son sözleri oldu: "Sakın polisi arayarak abini ihbar etme." İşte ana yüreği böyle bir şey.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA