Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HALİT YEREBAKAN

Yaş değil, alışkanlıklar metabolizmayı yavaşlatıyor

Araştırmalar, bilinenin aksine, yaşımızın ilerlemesi ile aldığımız kilolar arasında doğru orantı olmadığını gösteriyor. Metabolizmamız 20 ile 60 yaş aralığında sabit çalışıyor. Ama biz yaş aldıkça, daha fazla yemek yemeye ve daha az hareket etmeye başlıyoruz

Bugüne kadar metabolizmanın 30'lu yaşlardan sonra yavaşladığını, bu sebeple kilo alımının artmaya başladığını düşünüyorduk. Ancak yapılan son araştırmalar vücudun böyle işlemediğini ortaya koydu. Science Dergisi'nde yayımlanan, 6500 kişi üzerinde yapılan 40 yıllık bir araştırmaya göre, metabolizma 20 ila 60 yaş arasında sabit kalıyor aslında. Vücudun kalori yakması 60 yaşından sonra yavaşlamaya başlıyor. Tabii bu durum hemen fark yaratmıyor. Metabolizmanın yavaşlaması her 10 yılda bir, yüzde 7 oranında gerçekleşiyor. Ancak genel olarak bakıldığında yaşa bağlı kilo alımı hemen hemen herkeste görülüyor. Buradaki suçlu ise vücudun yaşlanması değil, yaşla birlikte alışkanlıkların değişme eğiliminde olması...

DOYURUCU YEMEKLER YİYİN
Yaş ilerledikçe daha fazla yemeye ve daha az hareket etmeye meyilli olduğumuz için, her yaşta uygulanabilecek sağlıklı alışkanlıklar edinmemiz ve bunları sürdürmemiz, metabolizmamızın düzenli çalışmaya devam etmesini sağlar. Daha dikkatli yiyerek ilk adımı atabilirsiniz. Besinler vücudun işleyişinde rol oynar. Keyif almak için yediğiniz atıştırmalıklar, kolayca aşırı yemeye ve kilo almaya neden olur. American Journal of Clinical Nutrition'ın bir incelemesine göre, odaklanmadan yemek yemek yaklaşık yüzde 10, sonraki öğünlerde de yüzde 25'e kadar daha fazla kalori alınmasına neden oluyor. Buradaki ana konu atıştırmalıkları veya herhangi bir yiyeceği tamamen kesmeniz gerektiği değil, neden yediğinize odaklanmak. Aç olup olmadığınızı değerlendirmek önemli bir nokta. Mideniz guruldamaya başladı ve yemek yiyeceksiniz. Doyurucu yiyecekler seçerek ikinci adımı atın. Uzun süre tok tutan yiyecekler tükettiğinizde kilonuzu da kontrol altında tutmuş olursunuz. Öğünlerinizde mutlaka protein, lif ve sağlıklı yağ açısından zengin gıdalar olmalı. Bu besinler yavaş ve sabit bir oranda sindirildiği için metabolizmayı canlı tutar. Ters etkiye neden olan beyaz ekmek, beyaz makarna ve hamur işleri gibi yiyeceklerden de kaçınmalısınız. Araştırmalar, rafine karbonhidrat oranı yüksek gıdaları çok fazla tüketmenin vücudun kan şekeri seviyelerini, beyni vücudun oruç tuttuğunu düşünmesi için kandıracak şekilde etkileyebileceğini gösteriyor. Bu da vücudun karbonhidrat kalorilerini yağ olarak depolamasını sağlarken sizi daha fazla yemeye teşvik ediyor.

EGZERSİZDE AŞIRIYA KAÇMAYIN
ÜÇÜNCÜ adımı ise düzenli bir egzersiz alışkanlığı edinmek için atın. Kasların çalıştırılması, yağsız kas dokusunu korumanın ve geliştirmenin en iyi yolu. Kas kütlesi metabolik hızın bir numaralı belirleyicisidir. Kas kütlenizi ne kadar uzun süre korursanız, metabolizma hızınızı da o kadar uzun süre koruyabilirsiniz. Genel olarak haftada en az 2 kez tüm büyük kas gruplarını çalıştıran güçlendirme egzersizleri yapmayı hedefleyin. Düzenli egzersiz, toplam günlük kaloriyi yakmanızı artırır, bu da dikkatli bir beslenme düzeniyle birlikte kilonuzu kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Araştırmalar, genel bir sağlıklı beslenme planıyla birlikte fiziksel aktivitenin, yalnızca diyetinizi değiştirmek veya tek başına egzersiz yapmakla karşılaştırıldığında, sağlıklı bir kiloya ulaşma olasılığınızı çok daha fazla artırabileceğini gösteriyor. Bu noktada dördüncü adımı kendinizi frenlemek için atın. Evet, egzersiz olmazsa olmaz ancak her şeyde olduğu gibi bunun da fazlası zarar... Araştırmalar, haftada 150 dakikadan fazla fiziksel aktivite yapmanın uzun vadede kilonuzu korumaya veya kilo vermeye katkıda bulunmadığını ortaya koyuyor. Hatta daha fazla egzersiz yapmanın sizi daha fazla yemeye yönlendirme ihtimali söz konusu. Metabolizmanızı canlı tutmak için atacağınız beşinci adım ise stres yönetimi ve düzenli uyku uyumak. Çok fazla stres ve yetersiz uyku, sağlıklı seçimler yapmanızı engelleyebilir. Araştırmalar, stres ve yorgunluğun şekerli yiyeceklere yönelimi artırdığını, aktif olma motivasyonunu azalttığını ve zamanla kilo alımına yol açtığını gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA