Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Hanefi Avcı hakkında iddialar

Hanefi Avcı, 1984 ile 1992 arasında, çok kritik bir bölgede, Diyarbakır'da istihbarat müdürlüğü yaptı. Zaten hakkındaki iddialar, büyük ihtimalle, böyle kritik bir bölgede bulunmasından kaynaklanıyor.
Meselâ, Ergenekon soruşturmasında, Jitem faaliyetleri hakkında bilgisine başvurulan emekli Jandarma Albay Zahit Engin, adli takibe takılan konuşmasında "Hanefi Avcı, Cem Ersever'le birleşerek, Diyarbakır İlçe Başkanı Vedat Aydın'ın öldürülmesinde rol oynadı. Bu konuda 3 tanık gösterebilirim" diyordu.
Kutlu Savaş'ın Susurluk raporuna geçen ve MİT'ten kaynaklanan bir başka suçlama şöyleydi: "Cem Ersever'i, Hanefi Avcı'nın talimatı üzerine, kendisinin çok yakını olan Mustafa Deniz ve sevgilisi Nevval Boz ortadan kaldırdı."
Tevfik Diker'in Susurluk Komisyonu'na sunduğu raporda, "Cem Ersever ile itirafçı Mustafa Deniz'in, Avcı'nın emirleri doğrultusunda hareket eden Adil Timurtaş ve İbrahim Babat'ın yer aldığı ekip tarafından infaz edildiği" iddia ediliyordu.
Hanefi Avcı özür dilemiş olsa dahi, işkence iddiaları da orta yerde duruyor. Taraf gazetesinin 2 Ağustos 2010 tarihli sayısında, Şaban Dayanan isimli bir şahıs aynen şöyle diyor: "Avcı, Mersin Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde görevliyken, bana işkence yapan ekibin başındaydı; 1981'de, ortaokul birinci sınıf öğrencisiyken sorguya alındım. Avcı sorgu sırasında, ezanı duyduğunda, sorguyu bırakıp namaza giderdi ve 'İslâmcı' olarak tanınırdı." (Şaban Dayanan, 13 yaşındayken, 30 Ocak 1981'de, THKP-C'ye yönelik operasyonda gözaltına alınarak tutuklanmış, Şubat 1982'de tahliye edilmişti.)
Avcı'nın işkence yaptığı söylenen kişilerden biri de Ali Uygur'du. 1 Temmuz 1980'de, Adana'nın Pozantı ilçesinde, tren yolculuğu esnasında, gözaltına alınan Ali Uygur ve arkadaşları Mersin Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildi. Uygur'dan bir daha haber alınamadı. 10 Temmuz günü Uygur'un ailesi Emniyet Müdürlüğü'ne giderek, Birinci Şube Müdürü Ömer Güneş ve yardımcısı Hanefi Avcı ile görüştü. Avcı, anne Hatice Uygur'a, "Oğlun bir operasyon sırasında, 9 Temmuz'da kaçtı. Bak dosya ve tutanaklar burada mevcut. Ama inşallah ölmüştür" dedi. Mersin Emniyeti'nin, "Uygur, yer gösterme esnasında kaçmıştır" açıklamasına rağmen, ailenin ve gazetecilerin araştırması sonucunda, Uygur'un cesedi kimsesizler mezarlığında, denizde boğulan Ali Bütün adına kayıtlı mezarda bulundu. Hâkim huzurunda açılan mezar içindeki, 53 gün önce gözaltına alınan Ali Uygur'un işkence görmüş cesedi annesi tarafından teşhis edildi.
Avcı'nın kitabını değerlendirirken, Avcı'yı biraz daha yakından tanımak gerekir diye düşündüm.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA