İnan Kıraç'tan, Suna Kıraç'ın artık bütün enerjisini İstanbul'a yeni ve benzersiz bir kültür merkezi kazandırmak için harcadığını öğreniyorum. Aylardır mimarlık camiasında konuşulup duruyor. Suna Kıraç Kültür Merkezi'nin projesi Kanadalı ünlü Mimar Frank O. Gehry ve ekibine çizdirildi. Hani çarpıcı Bilbao Guggenheim Müzesi'nin mimarı. Dünya mimarlık literatürüne 'Bilbao Effect' yani Bilbao etkisi diye geçen ve kimsenin önünden geçmediği sevimsiz bir sanayi kenti, ilginç mimarisiyle herkesin dikkatini çeken bu müze sayesinde bir anda herkesin ilgi odağı haline gelir ve Barselona kadar dikkat çekecek bir şehre dönüşür. İşte bu başarının sahibi mimar Frank O. Gehry'nin çizdiği kültür merkezi Odakule'de yine Kıraç çiftinin hediye ettiği şahane bir binanın içinde yer alan Pera Müzesi'nin tam karşısında yer alacak.

1650 kişilik konser salonu
Projeye göre ana yapıda 1650 kişilik konser salonu yapılacak ve dünyanın önde gelen bütün önemli orkestralarının Türkiye'ye getirilecek. İkinci binada ise 500 kişilik tiyatro vb. etkinlikler gerçekleştirilecek. Proje bunlarla da bitmeyecek. Sanat ürünlerinin satılacağı bir alışveriş merkezi, restoran ve kafe gibi ek yapılar da barındıracak. 30 bin metrekare kapalı alanda yer alacak merkez 130 milyon dolara mal olacak. Böylece Kıraç Ailesi'nin kültür, sanat ve tarihe katkısının toplam tutarı da 250 milyon dolara ulaşacak. İnan Kıraç'la aylar önce bir kokteylde karşılaştık. O zamanlar proje hala netleşmemiş ve Mimar Frank Gehry'den pek çokların haberi henüz olmamıştı. Bana, "Şelale, Suna Hanım 200 milyon doları bir kenara koydu. Ne olursa olsun bu projeyi hayata geçirmek istiyor. Ben de onunla birlikte sonuna kadar çalışacağım" demişti. Türkiye'nin en güçlü iş kadınlarından Suna Kıraç, onu yatağa bağlayan kahredici hastalığına rağmen, yaşama tutunarak yine hepimize güzel örnek oldu.