Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

Karbonsuz ekonominin küresel adaletsizliği

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası İklim Zirvesi (COP28) yaklaşırken, 'Küresel Kuzey' ile 'Küresel Güney' arasındaki tartışmaların da derinleştiğini, yoğunlaştığını gözlemliyoruz. Birinci kritik konu, 'Küresel Güney'i temsil eden kimi Latin Amerika, pek çok Afrika ve belirli Asya ekonomileri için, hala hane halkının anlamlı bir bölümüne elektrik götürülememiş iken, 'karbonsuzlaştırma'yı (decarbonization) ülkenin bütününe yüzde 100 elektrik sağlayabilmiş ülkelerin öncelikleri ve beklentileri üzerinden tartışmak ne kadar anlamlı? Bu nedenle, yukarıda tanımladığım orta gelir düzeyinin altında kalan, anlamlı bir bölümü de az gelişmiş ülke sayılan söz konusu ekonomiler, küresel iklim krizinin salt belirli bir bakış açısı ile ele alınmasından memnun değiller.
İkinci tepki, Küresel Güney'i temsil eden pek çok Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinin karbonsuzlaştırma için gerekli olan kritik mineral ve madenleri elinde bulunduran ülkeler olmaları. Bu nedenle, Küresel Kuzey'in elinde yenilenebilir enerji, yeşil enerji ve enerji dönüşümü için yeterli teknolojik imkan olmasına rağmen, söz konusu teknolojik imkanları Küresel Güney'le paylaşmıyor olmaları. Bu nedenle, küresel iklim krizini bertaraf edecek kritik mineraller ve teknolojik imkanlar belirli ülkelerin ellerinde toplanmışken, karbonsuzlaştırmanın kendi doğalında zaten bir 'adaletsizlik' olduğu görüşünün genel bir kabulle karşılaştığı gözleniyor.
Üçüncü tepki, küresel iklim krizi ve karbonsuzlaştırmaya yönelik çabaların, gelişmekte olan ekonomileri geçelim, gelişmiş ekonomilerde bile yeterince politik kararlılıkla desteklenmiyor olması. Küresel iklim krizi ve karbonsuzlaştırma tek başına hükümetlerin, kamu tarafının üstesinden gelebileceği bir alan değil. Bu nedenle, özel sektör yatırımlarının da denklemin içerisinde olması, bir gereklilik. Ancak, gelişmiş ekonomilerde dahi, özel sektörün bu alanda yoğun yatırım yapmalarını sağlayacak destekler yeterince detaylandırılmış değil. Kaldı ki, Küresel Güney'in Küresel Kuzey'e tepkisi, gelişmiş ülke özel sektörünün gelişmekte olan ülkelerde yeşil büyüme, yeşil enerji yatırımları için yeterince teşvik edilmedikleri. Özellikle, gelişmiş ülke bankacılık sistemine yönelik yeni düzenlemelerin elzem olduğu vurgulanıyor.
Örneğin, çoğunuz Basel III bankacılık kurallarını hatırlıyorsunuzdur. Karbonsuzlaştırmayı hızlandıracak ve yeşil dönüşümü destekleyecek yatırım alanlarına yönelik yeni bankacılık kriterleri, bu alana yönelik yatırımlar için bankacılık sisteminde ayrılacak karşılıkları bankalar için daha cazip hale getirecek küresel düzenlemeler yapılmadığı müddetçe, bankalar açısından yeşil enerji, yeşil dönüşüm ve küresel iklim meselelerine yönelik yatırımlarla, diğer yatırımlar arasında bir farklı algı söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle, karbonsuzlaştırma konusunda önde gelen ülkeler samimi ise, öncelikle 'adaletsizlik' algısıyla da ciddi bir mücadeleye girişilmesi gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA