Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Yaşasın, artık kimse kötü yola düşmeyecek!

Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş, TDK sözlüğündeki kadınları aşağıladığını düşündüğü kelimelerin çıkartılması için açtığı davayı kazanmış.
Mahkeme, 'oynak', 'taze', 'müsait', 'yollu', 'kötü yola düşmek', 'esnaf' 'serbest" gibi kelimelerin argo anlamlarının kadını aşağıladığını ve küçük düşürdüğünü belirterek, TDK sözlüğünden çıkarılmasına karar vermiş.
Herkes kararı "çağdaşlık ve "kadın hakları" adına övüyor...
Bense aşırı acıklı buluyorum!
Zira anlamları hoş olmasa da kelimeler ve kavramlar mahkeme kararıyla tedavülden kaldırılamaz, yok sayılamaz.
Zaman zaman otoriter yönetimler tarafından çok istenmiş ve denenmiş olsa da "bu hayalin" dünyanın hiçbir yerinde gerçekleştiği görülmemiştir.
Ama sanırım davayı açan da kararı veren de toplumların sözlüklere bakarak konuştuklarını sanıyor.
Oysa sözlüklerin işi hangi kelimelerle, kavramlarla konuşacağımızı belirlemek değil, hangi kelimelerle konuştuğumuzu belirlemektir.
Ama tabii "özgürlük savaşçısıyım" diyenin canla başla dilde yasak talep ettiği bir memlekette en iyisi sürüye uymaktır...
Tabii TDK sözlüğünde sürü kelimesinin argo anlamı henüz mahkeme kararıyla kaldırılmadıysa...


***

ELMA KOKUSUNU DA BİLİR MİSİN KİMYASAL KADRİ?

Can Dündar'ın trol gazeteye çevirdiği Cumhuriyet'in yazarı Kadri Gürsel dün Twitter'da takipçilerine kimya dersi veriyordu:
"Suriye'ye müdahale edildi farkında değil misiniz? Kimyasal silahtan arındırıldı, artık sadece klorin atıyorlar ki çok öldürücü değil." Ne denir ki?
1988'deki Halepçe katliamında binlerce sivili kimyasal gazlarla öldüren Saddam'ın kuzeni Ali Hasan el Mecit'e "Kimyasal Ali" derken haksızlık etmişiz galiba...
Zira o bile Halepçe'de "dışarıdan elma kokusu geliyor" dedikten sonra annelerinin kucağında ölen o çocukların üzerine attıkları kimyasal silahları Cumhuriyet yazarı kadar şirinleştirmemişti.


***

ETİLER KANTONUNDA SON DURUM!

Akit TV sunucusu Ahmet Keser, Afrin harekâtında TSK sivilleri vuruyor yalanına cevap verirken kendinden geçmiş olmalı ki ağzından şu sözler çıkmış:
"Sivil öldürecek olsak Cihangir'den başlarız, Nişantaşı, Etiler dimi yani bir sürü hain var.
Türkiye Büyük Millet Meclisi var." Aklıma pek çok soru geliyor...
Mesela;
1- Biz derken kimi kastediyor sizce, kendini mi?
2- Bu sözleri ekranda dillendirerek haksız ithamlar karşısında Türk ordusunu savunmuş mu oluyor?
3- Cihangir, Nişantaşı ve Etiler "kantonlarının" yollarında sık sık içine düştüğümüz çukurlar yeni bir hendek savaşının hazırlığı olabilir mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA