Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Ahmet’in gözüne girmek kolay mı öyle?

Ahmet Hakan'ın dün "helal olsun kar'şim" diyerek onure ettiği "gazeteciler" arasında Barış Yarkadaş da vardı.
Ahmet, Barış'ın özellikle, depremden daha büyük sarsıntı yaratan kayak tartışmasında "sergilediği gazeteciliğini", "hakkaniyetini" pek bir beğenmiş. Emin Çölaşan, Fatih Portakal ve Yılmaz Özdil'in yanı sıra...
Partisi kendisini bir dönem daha milletvekili adayı göstermeyince hiçbir şey olmamış gibi bağımsız tarafsız gazeteci pozlarıyla aramıza dönen Barış, geçtiğimiz hafta benim de radarıma girdi.
Mesela bir TV programında "yalnızca Ekrem Bey mi kaydı canım" diye savunmaya geçmişken sarfettiği sözler nedeniyle... Kelimesi kelimesine, aktarıyorum:
"Şu an kameralar Kartepe'ye gitse... O gün deprem bölgesinde çoluğa çocuğa sarılıp ağlayan birkaç siyasetçinin Kartepe'de olacağını görecek... Şimdi isim vermeyeyim ben... Muhabir arkadaşlar araştırsın... Çünkü ispatlamam lazım... Ama biliyorum..."
Tabii ya muhabir arkadaşlar ne güne duruyor değil mi? Barış, ekrandan yüzbinlere duyurduğu kendi iddiasını da kendi kanıtlayacak değil ya!
Biz boşuna mı gazetecilik okuduk!

***

Herhalde Ahmet gözüne girdiği için göremedi ama Barış sadece deprem tartışmalarında değil, Çin'den yayılan koronovirüsle ilgili "parmakla gösterilen" bir gazetecilik sergiledi!
Bizler, "koronavirüs Türkiye'ye girdi" asparagasını ilk hangi trol ortaya atacak diye beklerken, Barış langadanak sahneye fırladı.
"İyi haber alan kaynaklara yakın olan kaynaklarım var" diyerek koronavirüsün Türkiye'de bir hastada görüldüğünü açıkladı!
"Gazeteci Barış"ın teyit etme gereği duymadan yaydığı "haberini", bizzat yine kendisinin yalanladığını hatırlatmama gerek yok sanırım.

***

Çok değil üç beş ay önce, henüz Hürriyet'e genel yayın yönetmeni olmamışken Ahmet'e "gözünün üstünde kaşın var" diye çakan ancak şimdilerde nedense(!) suskunluğa gömülen muhafazakâr-İslamcı meslektaşlarımız da nal toplasınlar...
Üzgünüm ama, yalnızca tek taraflı omerta ilan ederek Ahmet'in gözüne gireceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Ahmet'e bulaşmadan, vurun abalıya dercesine Hürriyet'in her yanlışında Ertuğrul Özkök yüklenmelerini falan yemez Ahmet... Kaçın kurası.
O yese "başkaları" yemez.
Bu yüzden, Barış gibi ya da Ahmet'in Hürriyet'in koltuğuna oturur oturmaz manşete çektiği operasyoncu muhabirler gibi, belli bir düzeyde "gazetecilikten" feragat etmeleri lazım.
O zaman belki kendileri için, Hürriyet'te dün de bugün de "the others" muamelesi görenler gibi bir pozisyon umudu doğabilir.
Bir dönem "adam" sandığımız, sözüne değer verdiğimiz koca koca insanlar Hürriyet'e yazar olma hülyasının peşinde tüm itibarlarını bozuk para misali harcamamışlar gibi, bugün bile aynı serapla gözü kamaşanlar var.
Ne eziklikmiş arkadaş...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA