Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Davutoğlu doğru söylüyor

Bugünlerde 6'lı masa medyasında Ahmet Davutoğlu'na veryansın etmeyen yok...
Üstelik kapalı kapılar ardında falan değil, açık açık... Ekranlardan, gazete köşelerinden atış serbest.
Şirin Payzın'ın Halk TV ekranlarında, "Bilmiyorum Davutoğlu'na bu özgüven nereden geldi... Sürekli açıklama yapıyor, sürekli..." diyerek racon kesmesi, muhalefette oluşan atmosferi çok iyi tarif ediyor.
Bir gazetecinin, siyasetçilerin açıklama yapmasından yakınması nasıl bir garabettir, takdir sizin...
Ama Davutoğlu'na haksızlık yapıldığı da kesin.




Öyle ya ne diyor, ne anlatıyor adam?
Seçimi kazanırlarsa 6 genel başkanın da cumhurbaşkanıyla aynı yetkilere sahip olacağını... Hatta hepsi bir araya gelip voltranı oluşturduklarında, seçilen cumhurbaşkanından bile daha güçlü olacaklarını... Çünkü imza vermezlerse cumhurbaşkanının adım bile atamayacağını...
Evet bu komite vesayeti, Anayasa'ya, demokrasinin ve sivil siyasetin temel ilkelerine aykırı. Ama plan bu. 6'lı masanın alametifarikası.
Daha önce Temel Karamollaoğlu "eşgüdüm kurulu"ndan bahsederek masanın akla darbeler sonrası kurulan konseyleri akla getiren bir model üzerine kurulduğunu açıklamadı mı zaten?
Dün de CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun "Seçtiğimiz cumhurbaşkanı 'Ben karar vereceğim' derse kriz çıkar, yeniden seçime gideriz" şeklindeki çıkışı üzerine, "Biz öyle bir ikili mekanizma kuracağız ki Siyasi Partiler Kanunu'na göre altısı da sistemde olacak" dedi.
Yani Davutoğlu'nun çocuğa sorsanız kriz çıkartır diyeceği "6 cumhurbaşkanlı hükümet modeli" tarifinin ortak hedefleri olduğunu açıkça teyit etti.
E Davutoğlu'na niye kızıyorsunuz o zaman devrimciler?
Gerçekçi bir şekilde kazanırlarsa sebep olacakları, krizlerden kriz beğeneceğimiz kaos günlerinin bizi beklediğini tane tane anlatıyor diye mi?

***


YİNE NE VARSA BABACAN'DA VAR!
Biliyorsunuz, 6'lı masanın "en liberal demokratı" Ali Babacan.
Anayasa'daki Türklük tanımının değişmesi, devrim kanunları ve tarikatlar konusundaki talepleriyle falan masanın ulusalcılarının ve seküler milliyetçilerinin tüylerini diken diken ediyor.
Hâl böyle olunca Ali Bey'in askeri vesayetin yerine ikame edilmesi planlanan 6'lı vesayet konseyine yaklaşımının da diğerlerinden biraz farklı olması normal tabii.
Onunki, daha nazik, daha diyaloğa açık, daha yeşil ve ekolojik, nasıl desem, karıncayı ezip belini incitmeyecek cinsten...
Zira son röportajında cumhurbaşkanının önemli kararlarda altılı masanın rızasını almasının şart olduğunu söyleyen Babacan, tüm Türkiye'yi ilgilendirmeyen, çok önemli olmayan konularda ise cumhurbaşkanının kendisinin karar alabileceğini belirtiyor. (Star)
Babacan, halkın sandıkta ortaya koyduğu egemenlik hakkını babasının malı gibi dağıtırken ne kadar bonkör değil mi?
Dikkatinizi çekerim...
Öbürleri gibi yüzde 50+1'le seçilmiş cumhurbaşkanı, her adımı yüzde 1 bile alamayana soracak demiyor...
Onca oyla seçilmiş Türkiye'nin en meşru adamının, önemsiz bazı konularda ağzını açmaya hakkı olduğunu centilmence teslim ediyor.
Gerçi bu "önemsiz konuların", kime göre, hangi yasaya göre belirleneceğini açmıyor ama Ali Bey'in yaklaşımı şimdiden en ılımlı vesayet vaadi olarak siyasi literatürümüze geçti bile.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA