Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Yıkılan binaların müteahhiti var da mimarı mühendisi yok mu?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Adıyaman'da çevresindeki yapılar yerle bir olmuşken ayakta kalan İnşaat Mühendisleri Odası binasının fotoğrafını paylaşan bir oda yöneticisi şöyle söylüyor:
"Fazla söze gerek yok. Bilim ve mühendislik böyle büyük bir depremde dahi ayakta kalacak yapılar inşa etmeye yeter. Yeter ki bilim ve teknik halk yararına uygulansın!"
Herkes bu fotoğraf üzerinden müteahhitlere veryansın ediyor. Ama benim kafam azıcık karışık.
Siteminiz kime?
Öyle ya, yıkılan binaların "paragöz" müteahhitleri varsa o inşaatların mutlaka odanıza üye mühendisleri, mimarları da var değil mi?
"Vicdansız müteahhit" demirin, betonun kalitesinden, kolondan tasarruf etmeye kalkıyorsa inşaatın mühendisinin vicdanı armut mu topluyor?



Mühendisin inşaat yükselirken müteahhidin kafasına kakması gereken bilimsel zorunlulukları, bina yıkıldıktan sonra "dinleyin cahiller" edasıyla ortaya söylemesi pişkinlik değil mi?
Dahası, bugün yerle bir olan binalara belediyelerin verdikleri izinlerdeki, ruhsatlardaki "bilimsel ve teknik" onaylar kime ait? O imzaları kimler atıyor?
Müteahhitler kendi başvurularını kendileri değerlendirmiyor ya.
"Piyasada işleyiş böyle. Prosedür icabı imzalar atılıyor, paralar alınıyor, geçiliyor" demek sorumluluğunu yerine getirmemenin, görevini ihmal etmenin izahı olabilir mi?
Niyetim başımıza gelen felaket karşısında suçlu aramak, bir meslek grubunu günah keçisi ilan etmek değil elbette...
Derdim her deprem sonrasında olduğu gibi müteahhit taşlayarak, muğlak adresleri işaret ederek, sağa sola saldırarak herkesin bir köşesinden dahil olduğu bu çarpıklığı çözümsüzlüğe mahkum ettiğimiz.
Bunca yıl "Cehennem başkalarıdır" diye diye kendimizi ve birbirimiz kandırıp cennetimizi mahvetmedik mi?

***


KÜÇÜK MÜYDÜ BÜYÜK MÜYDÜ LÜTFÜ SAVAŞ'A SORUN KEMAL BEY
Kemal Kılıçdaroğlu 7.7 şiddetindeki onbinlerce insanımızın ölümüyle sonuçlanan depremi küçük bulmuş olmalı ki, "büyütüyorlar" diyor.
Ağzımızı açık dinliyoruz.
Ne denir ki?
Kemal Bey büyüğü küçüğü isterseniz damdan düşenlere bir sorun.



Mesela yerle bir olan Hatay'ın Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a sorun.
Zira kendisi geçen gün televizyonda depremlerde yıkılan, yüzlerce kişinin enkaz altında kaldığı Rönesans Rezidans hakkında konuşurken "kıyamet" tanımını kullanıyordu:
"Orası normal şartlarda eski bizim mimarlar odası başkanımızın yapmış olduğu bir bina. Bu arkadaşımız gerçekten idealist bir insan. Büyük ihtimal şartlarına uygun yapmıştır, deprem yönetmeliğine göre yapmıştır. Küçük bir kıyametti. Burada ne belediye ne mevzuat ne bu işi yapan insanlar gerçekten de çok sorgulanırsa biz onlara yazık etmiş oluruz. Samimi söylüyorum."

***


O LED IŞIKLI SİTELER MEZAR OLDU
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın deprem bölgesindeki 10 ilin Valilik ve Kaymakamlıkları gönderdiği yazıda TOKİ konutları sakinlerinin evlerine girebileceği belirtiliyor.
TOKİ'nin 10 deprem ilinde yaptığı 133 bin 759 konuttan hiç biri yıkılmamış. Depreme dayanıklı radyel temel üzerine kurulu konutlardan sapa sağlam ayakta kalmış.



Vatandaşın kendi imkanlarıyla yaptığı "gecekonduların" durumu da iyi.
Görgü tanıkları depremde asıl yıkımın son dönemlerde kent merkezlerinde inşa edilen, bolca reklamı yapılan ve "lüks" diye satılan sitelerde yaşandığını söylüyorlar.
Kurdelaların dünyanın en büyük makasıyla kesilmesine şaklabanlık, o led ışıklara da görgüsüzzlük deyip geçmemeliydik... Bir şeylerin üzerini örttüklerinden zamanında şüphelenmeliydik.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA