Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Vergi denetimi ama nasıl?

Her türlü denetim objektif ve adil olmak zorundadır. Denetçi, peşin hükümle yola çıkamaz, inceleme sürerken kanaat belirtemez. Somut kanıt, inceleme raporunun özüdür ve o olmadı mı, denetim sakatlanır. Konu "vergi" olduğunda ise denetim daha hassas hale gelir. Nitekim bugünlerde Ankara'da tartışılan mesele, "vergi denetimi." Bir başka ifadeyle "denetimin yeniden yapılandırılması."
Halen TBMM'de ele alınan torba yasa tasarısındaki can alıcı maddeler de Maliye Bakanlığı denetim birimlerinin geleceği ile yakından ilgili. İleri adımlar içerse de tasarı, eksiklikleri ve ihmal ettiği alanlar yüzünden "yetersiz" bulunmaya başlandı bile. Şurası da gerçek ki inceleme birimleri arasındaki geleneksel çekişme yüzünden tarafları tümüyle tatmin eden bir tasarı kaleme alınması neredeyse imkansız.

***

Vergi denetimini masaya yatırdığınızda, "Kurulları, Taşrayı ve Özlük Hakları"nı aynı anda gözetmek durumundasınız.
-Bugünkü hali ile vergi incelemesine yetkili birimler veya unvanlar çok fazla ve tasarı bu noktada yenilik getirmiyor.
-Tasarı, "Maliye Müfettişleri, Hesap Uzmanları ve Gelirler Kontrolörleri"nin yetişme tarzları, idaredeki rolleri ve birbirleri ile ilişkileri bakımından yıllardır devam eden rekabeti durdurmuyor. Örneğin, "vergi müfettişi" adı altında, yepyeni bir denetim kuşağı getirmiyor.
- Taşradaki denetimin yükünü çeken "Vergi denetmenleri"nin sorunları çözülmüyor, statü ve maaş açmazı kırılmıyor.
- Vergi dairelerindeki garabete de bakılmıyor.
Ek ücret ve unvan almak için binlerce personel "uzman" yapılırken, ara kademe yöneticilik hamallığa dönüşüyor.
***

Tasarının, desteklenmeyi hak eden yönü, "denetimde keyfiliği önleme"ye yönelik hükümlerde gizli. Örneğin, "Vergi kanunları ve ikincil mevzuata aykırı inceleme raporu düzenlenemeyecek."
- Denetim raporlarının işleme konulmadan önce, kıdemli üstatlarca değerlendirilmesi de doğru bir model. Bu sayede, vergi raporlarının mahkemelerden dönme ihtimali azalacak.
Raporu yazan inceleme elemanı ile değerlendirmeyi yapan üstatlar arasında görüş farklılığı doğarsa bu kez Bakanlık'ta daha kapsamlı bir heyet oluşturulması da faydalı.
- Denetimin bir yılda tamamlanması ise belirsizliği gidermek için gerekli.
Buna karşın; tasarıda, ülke gerçekleri ile uyumlu olmayan, denetim elemanlarını huzursuz eden ifadeler de mevcut. Örneğin, 650 bin birinci sınıf tüccarı sürekli markaja alacağım derken zaman darlığıyla çalakalem rapor yazılması, belirli mükelleflerin hedef alınması söz konusu olabilir.
- Doğru ve yanlışı aynı anda içeren bir başka husus da "özelgeler"le ilintili. Özel durum açıklaması mahiyetindeki metinlerin, Gelir İdaresi Başkanlığı'nda kurulacak "uzman komisyon" tarafından yazılması, çelişkili yorumları önleyebilecek ama Ankara'yı tıkayacaktır.
Bunun yerine o komisyonun; taşradan, mükelleften gelen önerileri derdest etmesi daha doğrudur. Yanlışlık ise özelge ile vergi konulup kaldırılması yani Meclis'in yetkisinin bürokratlara devredilmesi riskidir.
- Denetimde eşgüdüm sağlamak üzere "Koordinasyon Kurulu" oluşturulması yerindedir.
Lakin bu Kurul'un başkanı, Gelir İdaresi Başkanı olursa sıkıntı yaratır. Ya Gelir İdaresi'ne özerklik verilerek denetim birimleri bünyeye alınmalı ya da Denetim Koordinasyon Kurulu'na, siyasi sorumlu olarak bakan başkanlık etmelidir.
- Orta ölçekli bir bankada şube müdürü 10 bin lira alırken milyar liralık vergi incelemesi yapan değerli insanlara 3.500 lira ödenip, tasarıda bu şartların iyileştirilmemesi manidardır.
-
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı ve Vergi Dairesi Başkanı kadrolarında bulunanların özlük hakları korunarak da olsa görevlerinin sona erdirilmesi, yöneticilerin tasfiyesi adına tehlikeli bir kapı aralanması demektir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA