Doğrusu, gazeteci olarak benim işim değil. Ama durum o kadar benzeşiyor ki anlatamadan geçemeyeceğim.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın atanma süreci ve ilk günlerde yaşadıkları ile Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın 2006 baharındaki deneyimi neredeyse birebir örtüşüyor. Ben Fidan'ın yerinde olsam, Yılmaz'la bir fırsatını bulur konuşurum.
1- Yılmaz, Merkez Bankası'na getirilmeden önce piyasa aktörleri tarafından alternatif isimler üzerinde çalışma yapılmış, dayatma girişimleri olmuştu. Fidan'dan önce de isim denemeleri oldu.
2- Yılmaz'ın, Merkez Bankası'na hâkimiyet kurup kuramayacağı speküle edilmişti. Fidan için de muhtelif mazeretlerin yanına "Çok genç" yakıştırması eklenebildi.
3- Yılmaz, henüz ekibini bile kuramadan enflasyon hedeflemesini ve faiz indirimini kucağında bulmuştu. İlk kararları hep sorgulandı, sonra radikal önlemler aldı. Fidan da Gazze yardım konvoyu ve İsrail krizini hazır buldu. Ve birileri tarafından, "Krizi yönetim becerisi" sorgulanmaya başlandı.
Demem o ki devleti devlet yapan kurumların başına, bazı mahfillerin düşündüğü adayların değil de kontrol altında tutamayacakları isimlerin gelmesinden sonra hep benzer oyunlar sahnelendi.