Dün AK Parti Ankara Seçim Koordinasyon Merkezi'nde ilginç bir toplantı vardı. Önce katılımcıları sıralayayım... Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek ve Ali Babacan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Ankara Milletvekili adayı Yalçın Akdoğan ve İl Başkanı Murat Alparslan... Sohbet üç eksende gelişti:
1- Seçim çalışmasının incelikleri.
2- Seçimin genel havası.
3- Seçimin olası sonuç ve yansımaları...
1- MHP barajı geçer mi? 2- Yeni CHP oyunu ne kadar artırır? 3- AK Parti Anayasa'yı değiştirecek sayıda milletvekili çıkarabilir mi?
Akdoğan ise seçimin iç ve dış boyutlarını şu üç başlıkta topladı:
1- Küresel kriz ortamında istikrarın korunması. 2- Çevre ülkelerdeki çalkantılar karşısında Türkiye'nin bölgesel istikrara katkısının sürmesi. 3- Yeni Anayasa Projesi.
"Deniliyor ki 'AK Parti Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa erişmesin, böylece tansiyon düşer.' İçeride bildiğimiz çevrelerin, dışarıya aktardığı yorumlar bunlar. Zannediyorlar ki orada kalıyor. 2-3 gün içinde o bilgiler bize de geliyor. Şu anda piyasa, AK Parti'nin tek başına iktidarına göre hesap yapıyor. Bizden başka birinin gelmesi ihtimalinde ne borsayı ne faizi ne de kuru bu düzeyde tutabilirsiniz!"
Düne ilişkin gözlemin son bölümünü de Başbakan Yardımcısı Çiçek'in üç değerlendirmesine ayıralım.
Soru 1: Nisan 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine askerin müdahil olduğu yönünde iddialar var. O tarihte size duyum geldi mi?
"Biz, anayasa'ya aykırı iş yapmamış iken e-bildiri ile karşılaşmışsak bu, sizin söylediğiniz durumu ifade eder."
Soru 2: İnan Kıraç'ın siyasi tahminleri ile muhtelif aktörlerin seçimi etkileme çabalarına ne diyorsunuz?
"Türkiye'de siyaseti dışarıdan yönetme noktasında marazi bir hal var. Herkesin bu hastalıktan kurtulması, topluma bulaştırmaması lazım. Bu memlekette kimse istediği havayı çalamaz."
Soru 3: BDP legal siyasi çizgiden uzaklaşıyor mu? Yarın yeni anayasa için nasıl görüşeceksiniz?
"Kimin ne talebi varsa bunu demokrasi içinde söylemesi mümkün. Örneğin, federasyon, özerklik vb talepler konuşuluyor. Ne adına konuşuluyor? Demokrasi ve barış adına. 'Bunları konuşurum ama yapmazsanız iç savaş çıkarırım' diyorsanız, bu yöntem sonuç vermez!"