Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

"SABAH Ekonomi" farkı

Tarih 1 Ekim 2011. Saat 15.00. TBMM'deyiz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni yasama yılını açış konuşması yapıyor. Sırasıyla 4 ana konu üzerinde duruyor. 1- Yeni anayasa. 2- Terör. 3- Ekonomi. 4- Dış politika. Şu bir gerçek ki Türkiye gerek demokrasi gerekse milli gelir açığını kapatmak ve küresel yarışta öne geçmek için tarihi bir fırsat yakaladı. Eğer, demokrasi eksiğinden doğan Kürt sorunu aşılabilir, istikrarı tehdit eden terör minimize edilebilir ve sanayi üretiminde yapısal dönüşüm başarılabilirse, Türkiye "devler liginde" yerini alacaktır.

***
Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasının ekonomiyle ilgili bölümünde yine 4 ana nokta dikkati çekti:
1- Kredi notundaki artış. 2- Kur-ihracat denklemi. 3- Bilgi toplumu ve rekabet. 4- Ara malı üretimi ve cari açık.
Ele alınan konular itibariyle bakıldığında Cumhurbaşkanı'nın değindiği hususlarda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Merkez Bankası eski Başkanı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Durmuş Yılmaz'dan izler vardı.
***
Konuşmanın bizim açımızdan dikkate değer yanı ise SABAH Ekonomi ekibinin gündemin hassas başlıklarını yakalama ve kamuoyunun gündeminde tutabilme becerisiyle ilgili. Ekonomi Müdürümüz Oğuz Karamuk ve arkadaşlarına bu nedenle bir parantez açmak zorundayız. Nedenlerine gelince...
Türkiye'nin reyting notunun yanlışlığını ve uluslararası alanda dönen oyunları gerek Oğuz Karamuk gerekse yazarımız Süleyman Yaşar aylar öncesinden dile getirdi. Kurla ilgili gelişmeler, Merkez Bankası'nın proaktif karar almasının önemi, anlık piyasa dalgalanmalarına kapılmaması ve döviz rezervini eritmemesi gereği yine sevgili Oğuz'un adeta kendine dert ettiği olaylardı.
Bu arada ben de son dönemdeki yazılarımda tıpkı Cumhurbaşkanı'nın konuşma metnine yansıdığı haliyle ülkedeki "iç tasarruf oranlarındaki yetersizliğe" ve "ihracatın ciddi ölçüde ithalata bağımlı hale geldiğine" değinmiştim.
Netice olarak, dünün krizlerini yaşamış, yarının dünyasının gidişatını okumaya çalışan bir kuşak işbaşında SABAH Ekonomi'de. Ve bam tellerine basmayı da iyi biliyorlar.
***
Burada hakkı teslim etmemiz gereken başka isimler de var. Kulakları çınlasın eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "Ben bütçeyi sıkı tutacağım ki Dışişleri Bakanım yurtdışına çıktığında başı dik dolaşabilsin" derdi. Aslında anlatmak istediği mali disiplindi. Geçtiğimiz hafta Strazburg'da Avrupa Parlamentosu'nda "vize özel oturumunu" izlerken hem o sözleri hatırladım hem de Türkiye ekonomisinin gücünü ve büyüme potansiyelini bir kez daha iliklerimde hissetim. Zira Yunanlı bir parlamenter tüm önyargısı ile AB Bakanı Egemen Bağış'a yükleniyordu. On kadar Avrupalı parlamenterin salvolarını ustaca savuşturan Bağış, öyle bir son nokta koydu ki, salonda ses kesildi. Türkiye'den gelecek göç dalgasına değinen Yunanlı vekil, Bakan Bağış'ın "Artık göçün yönü değişti" sözleri karşısında ister istemez bozuldu. Gerçekten de durum böyle. Halihazırda THY'de çalışan 400 civarındaki yabancı pilot da bir gösterge, aralarındaki Yunanlı kaptanlar da...
Lakin Avrupa sahasında kafa yapısı hâlâ aynı. Ama Türkiye'nin duruşu ve söylemi artık çok farklı. Bu farklılığın hissedildiği bir alan da bankacılık. Farkın ortaya çıkmasında, Türk bankacılık sisteminin sağlıklı kalmasına büyük emek veren BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in payı büyük. Bugün Avrupa mali krizle boğuşur, bankaları kurtarma planı yaparken Türkiye'nin parmak ucu ile gösterilmesi büyük başarı. Nasıl ki Merkez Bankası'nda yenilenen ekibin aldığı tedbirleri takdir ediyorsak aynı şekilde sessiz ve derinden yürüttüğü çalışmalarla finansal sisteme gözü gibi bakan Bilgin'i de takdir etmek durumundayız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA