Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Dün, Bugün, Yarın...

Gerek ekonomide gerekse özgürlük- güvenlik dengesinde yeni ve özellikli bir dönemin kapısı aralanıyor. Henüz ete kemiğe bürünme aşamasındaki hazırlıkların içselleştirilmesi ve bilhassa siyasi komplikasyona yol açmadan ilerlemesi çok önemli.
Esasen, "zamanın ruhundan" söz ediyoruz. Yani yeni şartlara göre yenilenme gereğinden...
Ancak...
Devlet idaresinde ekol ve yöntem farklılığının ön plana çıkabildiği bu tür ortamların, açık ve örtülü mesaj trafiğine dönüştürülmeden yönetilmesi hassasiyet arz ediyor.
Ne kazanımların feda edilmesi söz konusu olabilir ne de ileriye doğru atılması kaçınılmaz adımların aksaması!
İşte bu nedenle...
Son günlerde sıkça karşılaştığımız soru ve cevabı bir gösterge olarak alınabilir:
"Ankara'da ne oluyor?"
Tabii ki...
"İstanbul'da olup bitenlerin ekopolitik izdüşümü!"

***

Biraz daha açacak olursak...
Ankara'da, "Mesuliyet- Mecburiyet" bağlamında, pro-aktif tedbirler dizisi üzerinde çalışılıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "acı ilaç" diye nitelendirdiği durumu, bu manada okumak da olası.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, dün ile bugün arasında sürekli karşılaştırma ve sorgulama yapılmasında düğümlenmektedir.
Dün yapılanların tersinin bugün yapılması halinde doğruya ulaşılacağı gibi bir varsayım sadece yanlışa götürür.
Zira...
Dün de bugün de yarın da tercih ve uygulamaları ile AK Parti'ye aittir ve ait olacaktır.
Örneğin...
Merkez Bankası'nın faiz artırım kararı, piyasa ile yeni bir başlangıç için fırsat penceresi açmaktadır. Yoksa faiz düzeltmesi nihai bir çözüm olmadığı gibi görünür gelecekte yan etkiler de yaratabilir. Kuru dengelemek için kullanıldığı ileri sürülen faiz, kurla ilgili diğer riskler giderilmedikçe tek başına anlam ifade etmemektedir.
Bu yüzden...
Yapılmak istenen şey, belirsizliğin azaltılması ve güvenin pekiştirilmesi suretiyle önce iç tasarrufların TL'ye dönmesinin özendirilmesi, sonra uluslararası sermayenin yatırıma teşviki suretiyle döviz rezervlerinin takviye edilmesidir. AB ve ABD ile ilişkilerin seyri, jeo-politik faktörlerin ağırlığı ortada iken faiz kararını stratejik diğer adımların izlemesi zorunluluktur.
Öyle ki...
Düne kadar keyfi fiyat artırmayı isteyip de bunu yapamayanların,
En küçük türbülansta işten adam çıkarmak isteyip çıkaramayanların,
Yurtdışına para transfer etmek için pozisyon bulamayanların,
Kredi kullanan firmaları sıkıştırmak için fırsat kollayanların eski alışkanlıklarına dönmelerine de geçit verilmemelidir.
Özetle...
Ekonomiden insan haklarına, hukuk reformundan demokratik hamlelere kadar geniş bir yelpazeye yayılması arzulanan iş ve işlemlerin başarısı, dünün doğrularından yararlanıp yarının gerçeklerine göre hareket etmekle mümkündür...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA