Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOWARD MURAD

Stres cildi bozuyor

Endişe, stres, depresyon ve korku tüm sağlığımızı olduğu gibi cildimizi de etkiler. Kadınlardaki stres ve uyku sorunlarının, cildin bariyer fonksiyonunu olumsuz yönde etkilediği ve ciltte su kaybına neden olduğu araştırma sonuçlarıyla kanıtlandı

Cilt bir duyu organıdır ve aynı zamanda vücudun koruyucu zarıdır. Cildimiz sinirlerle donatılmıştır. Buradaki sinirler; dokunma ve ısı sinyallerini iletir, ter bezlerini çalıştırır ya da durdurur, rahatsızlık verici bir şeyden uzak durmamızı veya iyi hissettiren bir şeye yönelmemizi sağlar. Cilt, çevremizdeki değişimleri algılar ve beyne iletir. Aynı zamanda sinir sistemimizden iletilen mesajları, nöro-immünkutan- endokrin ya da Harvard Üniversitesi araştırmacılarının NICE adını verdikleri ağ bağlantısı ile yansıtır. Bu ağ bağlantısının keşfedilmesi; sinirlerin, bağışıklık sisteminin, bezlerdeki hareketlerin, aynı zamanda tepkilerin (endokrin sistemi) ve cilt sağlığımızın fonksiyonlarının birbiriyle ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Eğer bu ağdaki herhangi bir zincirde bozukluk ortaya çıkarsa, diğer bölgeler de bundan etkilenir. Diğer bir deyişle; sağlık ve hastalık, zihin-cilt bağlantısını yansıtır. Bu ağdaki çift yönlü iletişim kimyasaldır: Hormonlar, proteinler, gelişme faktörleri ve sinir iletkenleri sinyalleri taşır. Bir grup oluşturan bu kimyasallar nöropeptit olarak adlandırılır. Örneğin; laboratuvar sıçanları ve insanlarda yapılan deneyler; ciltteki bağışıklık hücreleri, Lagerhan hücreleri ve sinirler arasında direkt sinyal iletişimi olduğunu göstermektedir. Tanımlayıcı kimyasalların yani nöropeptitlerin bu mesajları taşımaları, bilim adamlarının ciltte zihin-vücut bağlantısı olduğuna dair fikirlerini kanıtlamıştır.

STRES DÖKÜNTÜLERİ ARTIRIR
Uzun süreli farklı cilt problemleri yaşayan insanlar bilirler ki akne, uçuk, egzama, rosecea (gülleme) ve sedef gibi hastalıklar duygular ve stres ile bağlantılıdır. Sedef hastası olan 5 binden fazla kişi üzerinde yapılan ankette alınan sonuçlara göre; sedef hastalarının üçte birinin döküntüleri, stresli dönemlerde artış göstermektedir. Muhtemelen zihin-cilt bağlantısını sağlıklı bir açıdan tecrübe etmişsinizdir. Heyecandan ateşinizin çıktığı zamanlar oldu mu? Korktuğunuzda soğuk terler döktünüz mü? Duygulandığınızda tüyleriniz diken diken oldu mu? Utanınca kızardınız mı?.. Tüy kesecikleri, damarlar ve ter bezlerindeki bu cilt reaksiyonları duygu ya da zihninizi etkileyen bir durum olduğunda harekete geçer.

DUYGULARIMIZ HASTAMI EDİYOR?
Yapılan araştırmalarda bilim adamları endişe, stres, depresyon ve korkunun sağlığı etkileyebildiğini bulmuştur. Mesela diş eti rahatsızlıkları ile ilgili yapılan çalışmalar, finansal stres ve gerginlikle başa çıkamayan kişilerde diş eti iltihabının ilerlediğini ve enflamasyonun bu durumlarda ikiye katlandığını göstermektedir. Aynı zamanda korku, endişe ve depresyonun; diş eti operasyonlarının sonrasında ağrıyı artırdığı da bilinmektedir. Cornell Üniversitesi araştırmacıları, kadınlardaki stres ve uyku sorunlarının, cildin bariyer fonksiyonunu olumsuz yönde etkilediğini ve ciltte su kaybına neden olduğunu ortaya koymuştur.

HAYATA BAĞLILIK ÇOK ÖNEMLİ!
Bence kendine iyi bakmak; hayatınızı sorgulamak ve daha iyi hale getirmek için elinizden geleni yapmaktır. Sonuçta stresten kurtulmanın en iyi yolu stressiz olmaktır. Diğer insanlarla sağlıklı ilişkilere sahip olmak, sizi mutlu eden şeylerle rahatlayarak ve tazelenerek keyifli vakit geçirmek; sağlıklı bir hayat yaratmanıza yardımcı olur. Günümüzde toplumumuzun en önemli hastalıklarından birinin içine kapanma olduğunu düşünüyorum. Birçoğumuz çok fazla çalışıyoruz, çok fazla zamanı yalnız başımıza geçiriyoruz ve diğer insanlarla çok az ilişki kuruyoruz. Tabii ki yalnız, ilgi görmeyen, neredeyse bunalımlı birini dışarıya çıkmak ve arkadaş edinmek için ikna etmek kolay değildir. Ancak ben, inanları tutku ile bağlanacakları bir uğraş bulma konusunda teşvik etmeye çalışıyorum. Mesela;
Hobi edinin
Kitap okuyun
Düzenli egzersiz yapın
Sosyalleşin
Kendinize ve cildinize iyi bakın

PEKİ CİLDE NASIL İYİ BAKILIR?
Güzel bir cilt; insanın duygusal, fiziksel ve ruhsal iyiliği ile ortaya çıkan sağlık yansımasıdır. Temelini, piramidin en alt basamağını; hastalığa sahip olmamak oluşturur. Hastalık ya da yaralanma olduğunda, acil ve hızlı tedavi gerektiğinde temel sağlam değilse geri kalan her şey zayıflar. İyi olma bakımından piramidin ikinci basamağını; duygusal hayatın birçok unsuru ile sağlıklı ve kendine bakmaya yönelik bir hayat biçimi arasındaki denge oluşturur. Hayatınızda tutkuların ve ilgi alanlarının olması, diğer insanlarla güçlü ilişkiler kurarak yalnızlıktan kaçınmak, yakın ilişkiler, düşmanlık ve sinirden uzak, sevgi dolu yaklaşımlar ve yeteneklerinizi iyi kullanmanın verdiği tatmin hissi bu aşamadadır. Kendinize bakmak demek, vücudunuza iyi davranmanız anlamına gelir; egzeriz yapmak, yeteri kadar uyumak ve rahatlamak için zaman ayırmak. Bir sonraki basamak zihninizi ve vücudunuzu; enerji, gelişim ve yenilenme için gerekli olan gıda takviyeleriyle donatmaktır. Gıda takviyeleri ayrıca zararlı çevre faktörlerinden ve dahili enflamasyonlardan korunabilmeniz için gereklidir. Son olarak, piramidin en üst tabakasını sağlıklı beslenme oluşturur. Burada söz ettiğim, yenilmesi ve yenilmemesi gerekenlerden oluşan bir liste değil; çok çeşitli yiyeceklerle beslenerek vücudunuzun sesine kulak vermektir. Doğru besinlerle beslenmediğinizde, yeteri kadar su tüketmediğinizde veya yeterli kaloriyi almadığınızda vücudunuz sizi uyaracak ve durumdan haberdar edecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA