Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Vahşi sulamadan damla sulamaya

Teşvik, bir çeşit can suyudur. Geliştirmek istediğin ürüne akıtırsın ve hasadın artar.
Bizdeki teşvikler tıpkı tarımdaki sulama alışkanlıkları gibi gelişti. Yıllarca "vahşi sulama" ile koca araziye suyu akıttık. Nitelikli toprak ile çöl mertebesindekini ayırt etmedik. Kaynaklar ziyan olduğu gibi murat ettiğimiz faydayı da doğuramadık.
Tıpkı su kullanımındaki yükselen bilinç, teşviklerde de kendini gösterdi. Sektörleri ve bölgeleri teşvik düzeyine geldik. İşe yaradı ama üretilen her ne ise onun niceliğini artırdı, niteliğine fazlaca etkisi olmadı. Yeni teşvik sistemi üzerinde çalışılıyor. Bu defa nokta atışı hassasiyetine geldiğimizi öğreniyorum.
Detayları henüz bilinmese de sulama metaforundan gidersek "damla sulama" dönemine gireceğimizi anlıyorum. Verimlilik, gereklidir ama yeterlilik, doğru ürün ve süreçte verimli olmaktır. Yanlış duvara dayanmış merdiveni hızla çıkabilmek, verimliliğin tek boyutudur.
Değer kavramı, merdiveni doğru duvara dayamaktan geçiyor.
Tekstilde değer zincirinin vasat alanında üretim yapan birine sektör teşviki verdiğinizde, ürettiği o düşük üründen daha fazlasını imal edecektir. Oysa istenen, overlokçuları modacı yapmak ise, teşviki buna göre tasarlarsınız.
Teşvik, proje bazına hatta kişi kabiliyetine indirgendiğinde, muhteşem sonuçlar veren motivasyonu sağlıyor. Ancak havuç yanı sıra sopa da gerekiyor. Kendi düşük değerli alanında mesut bahtiyar üreten birini teşvik ederseniz bu durumunu sürdürecektir.
Ancak maksadımız nitelikli mal ve hizmet üretmek ise teşvik paketinin yanı sıra caydırma tedbirlerini de geliştirmemiz kaçınılmazdır.
Katma değeri düşük alanları teşvik etmek yerine, caydırıcı tedbirlerle cezalandırmak gerekebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA