Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Yol güvenliği!

Vurdumduymazlık yapıyoruz. Trafik kazalarında şampiyonluğu elden bırakmıyoruz. Uzun süredir Türkiye'nin yol güvenliğine gönül verdim. Renault Mais'in 9 yıldır devam eden "Yol Güvenliği" programı ve ona bağlı "Sokakta İlk Adımlar" projesinin gönüllü destekçisiyim.
Hafta ortasında bu program kapsamında Nevşehir ve Kırşehir'e gittim. Hazır Orta Anadolu'ya çıkarma yapmışken "Acaba ülkenin siyasi ve coğrafi ortası 'demokratik açılım'a nasıl bakıyor" diye sordum, halkın ne düşündüğünü anlamaya çalıştım.
Siyasi istikrar analizcilerine göre bu iki il "siyasette makulü" temsil ediyor. Türkiye'nin ortasında yerini alıyor. Kırşehir ve Nevşehir'i umduğumdan daha sakin buldum. Şehrin önde gelenleriyle yaptığım sohbette anladım ki, herkes işi gücü bırakmış, kurumlar arasındaki çatışmayı izliyor. Konuşmalardan çıkardığım sonuç: Kaygı tavan yapmış. Herkes bana ülkenin "yol güvenliği"ni sordu.
Ekonomideki yol güvenliğiyle ilgili Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (tepav) güzel bir rapor hazırlamış. "Küreselleşme ve KOBİ'ler" konulu çalışmada "üç saatlik uçuş ekonomisi"nin en güçlü ülkesi olan Türkiye'ye çok net bir vizyon çizmiş.
Kolay mı? 3 saatte ulaşabileceğimiz ülkelerin buluştuğu nokta 9.4 trilyon dolarlık ekonomik değer yaratıyor.
Gelin görün ki, Türkiye kendi kendine engel yaratmaya bayılıyor. Ülkenin kurumları uzun süredir çatışıyor.
Niye?

***

Yanıtı siyasi istikrar analizi yapan S Bilişim veriyor. Hazırladığı kurumlar arası çatışma raporunda diyor ki: "Hükümet ile asker arasında iç güvenlik, dış politika, rejim hassasiyeti açısından bir problem yok. Ama askerin özlük hakları yani askerin statüsü ile askerin itibarını zedeleyen medya içeriklerinin tasfiyesine ilişkin çatışma var. Çatışma tırmandı, tırmandı, şimdi iki taraf da tıkandı." Peki, biz bu tıkanıklığı nasıl aşacağız?
S Bilişim'e göre, dibin dibi yok. Sorun, zaman içinde kendiliğinden aşılır. Burada takılmaya gerek yok.
O halde asıl kriz ne?
S Bilişim, "Yargı krizi!" diye uyarıyor. Sonra da ekliyor: "Hükümet ile yargı arasında demokratik hukuk devleti anlayışı farklılığı var."
Peki hükümet ne istiyor?
S Bilişim'e göre, hükümet "Aynı asker gibi hâkim ve savcılar da vatandaşla eşit hukuk kurallarına tabidir" tezini savunuyor.
Yüksek yargı ise, "Hayır, hâkimler, vatandaşla aynı hukuki statüde değil, farklı statüdedir; bu fark eşitsizlik yaratmaz, tam aksine birey hakları bakımından özgürlüğün gereğidir" diyor.
***

Off, oofff...
Asker ile hükümet çatışıyor. Yargı ile hükümet çatışıyor, ekonomi ne olacak?
S Bilişim'e göre asker ile hükümet arasındaki çatışma ivme kaybediyor ama yargı ile hükümet arasındaki çatışma ivme kazanıyor. Hatta yavaş yavaş vatandaşın günlük hayatını etkileyecek noktaya doğru gidiyor. Örneğin, köprüye, otoyola sigaraya yapılan zamlar, özelleştirmeler yargı tarafından bloke edilme riski altında! Bürokraside tüm işleyiş ve atamalar bloke edilebilir durumda!..
İş ciddi. Peki, çözüm ne?
Görünen o ki, ne referandum, ne de erken seçim çözüm getirecek!
Çözüm için tek yol var: Hükümet yargıya yaklaşacak.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA