Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Ağaç ve orman

Gerek gazetelerin elektronik versiyonlarında, gerekse internet sitelerinde haberlerin altına eklenen okur tepkilerini çok önemsiyoruz.
Çünkü bu tepkiler sıcağı sıcağına kamuoyunun nabız atışlarını yansıtıyor. Ayrıca bazen eğlenceli de oluyor. Tıpkı dün "Le Monde" gazetesinin bir haberine yağan okur tepkileri gibi...
Haber şuydu: "Madrid, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecini canlandırmak istiyor..." (Not: Malum; İspanya halen AB dönem başkanlığını yürütüyor. Yine malum; Başbakan Erdoğan'ın iki günlük Madrid ziyareti sırasında İspanya Başbakanı Jose Luiz Rodriguez Zapatero, Türkiye'yle 4 başlığı daha açmak istediklerini bildirdi.)
Buyurun "Le Monde"un bu haberine okurların verdiği tepkiden bir demet:
"İspanya, Türkiye'yi bıraksın, işsizlerinin derdine çare bulmaya baksın..."
"İspanya'nın ekonomik durumuna bakınca, insanın 'AB'nin iflas etmesi için bir Türkiye eksik' diyesi geliyor..."
"Beyler boşuna nefeslerinizi tüketmeyin. Kervan yürüyor. Avrupa Yatırım Bankası yıllık toplantısını sonbaharda Türkiye'de yapacak. Hem sonra Sarkozy'nin Fransa'sı dışında tüm ülkeler Türkiye'nin üyeliğinin AB için kazanç olacağını görüyorlar..."
" Türkiye'nin üyeliğiyle AB'nin sınırları Suriye, İran ve Irak'a dayanacak. Ne güzel!"
"İspanya' nın Türkiye'yi desteklediği söyleniyor. Hayır; İspanya değil, Zapatero Hükümeti destekliyor. Tıpkı emperyalist projelerine Türkiye'yi de katmak isteyen diğer Avrupa hükümetleri gibi. Ama halklar asla istemiyor..."
" Avrupa barış için bir Anglo-Amerikan Truva Atı'nı seçti..."
"Zapatero efendi Türkiye'nin üyeliğine destek vermeden önce Ankara'dan Kıbrıs'taki askerlerini çekmesini istesin..."
"Zapatero, Türkiye'den önce kendini kurtarmaya baksın. Hükümetini düşürecek gensoru yolda..."
"Her dönem başkanı Avrupa'nın değil kendisinin vizyonunu dayatmaya kalkışıyor.
Avrupalılar'ın yüzde 80'i Türkiye'nin üyeliğine karşı..."

Reformları hissetmek

Valla, Avrupa'nın yüzde 80'i mi karşı Türkiye'ye, yüzde 50-60'ı mı, tartışmaya açık; ayrıca Türkiye'de AB destekçileri artıyor mu, azalıyor mu; o da pek önem taşımıyor.
Önemli olan şu: Türk halkı AB sürecinin somut sonuçlarını hissetmeye, hatta görmeye başladı.
Türkiye'nin standartlarını AB'dekine yaklaştırmak için hayata geçirilen düzenlemeler, yani "AB reformları" olmasaydı, "Balyoz Planı" operasyonu yapılabilir miydi?
Hep söyleyegeliyoruz; biz AB üyeliğinden çok AB demokrasisini, AB insan haklarını, AB hukukunu istiyoruz. AB standartlarındaki demokrasiye, insan haklarına ve hukuka ulaşmaya öncelik veriyoruz.
Avrupalılar'ın yüzde şu kadarı karşıymış, şu şu liderler engelliyormuş... Hiçbirinin zerrece anlamı yok. Kim bilir; gün gelecek belki AB üyeliğinin de kıymet-i harbiyesi kalmayacak.
Yeter ki, demokratikleşme sürecinde ilerlemeye devam edelim...
Yeter ki ağaçla değil, ormanla ilgilenelim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA