Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

‘Umarım siz kazanırsınız’

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Eskiden bunlara gülerdim, artık gülemiyorum. Kızamıyorum da! Sadece feci bir acıma, merhamet hissi duyuyorum.
İçlerinde birçok dostum olduğu için de hâliyle üzülüyorum!
Nasıl üzülmem; son günlerde yüzleri düşmeye başladı. O eski heyecanları kalmadı, özgüvenleri de gitgide "epriyor!"
Meydanların ve anketlerin yüzünden besbelli. Birlikte çalıştıkları anket şirketlerine de eskisi kadar inanmıyorlar. Kendilerince haklı nedenleri var. Mesela, bu anket şirketlerinden biri masadan kalkmadan önceki Akşener'i, ana muhalefet partisi lideri ilan etmek için CHP ile İYİP'in oy oranlarını neredeyse eşitlemişti.
Hülasa, Erdoğan ve AK Parti'nin oylarının erimediğini görüyorlar. Görmekle de kalmayıp sağda solda itiraf ediyorlar.
Anlam veremeyenler çoğunlukta. "Herkes yanımızda; akepeli eski başbakandan akepeli eski bakanlara kadar! Hatta akepeli eski cumhurbaşkanı da arkamızda. Milli Görüş'ün son partisi de yanımızda. Sosyal medyaya da hâkimiz. Batı dünyası baştan beri bizi destekliyor. Sanatçılar, rol modeller kim varsa bizden yana tavır koyuyor. Buna rağmen akepeyi neden geçemiyoruz? Çok da çalışıyoruz: 'Memleket yangın yeri' demediğimiz dakka yok! Her fırsatta 'Millet aç, aç' diyoruz. 'Adalet yok, özgürlük yok" diye haykırıyoruz... Nasıl oluyor da olmuyor? Halk bizi neden iplemiyor?.." yollu sorguluyorlar!

***

Yerden göğe kadar haklılar! Hayır yani, sorgulamayacaklar da ne yapacaklar!
ABD Başkanı Biden 4 senede dibi gördü, Erdoğan 21 yıldır dimdik ayakta.
Üstelik, darbelerden kumpaslara, bütün dünya ekonomisini vuran pandemiden Türkiye'nin dörtte birini yıkan depreme kadar onca badireyi yaşadığı hâlde.
İçlerinden bir kısmı da "Kılıçdaroğlu'yla bu işin olmayacağı belliydi!.." demeye başladı. Buna mukabil "Sorun sadece Kılıçdaroğlu'nda değil ki, parti olarak da yerimizde sayıyoruz..." diyenleri de var.
Çok az da olsa "inandırıcılık ve güven" sorununu dile getirenleri yok değil.
Zaten mazilerinden "miras" kalan güven sorunları vardı.
İBB Başkanları İmamoğlu'nun AK Parti'nin yaptığı hizmetlere çökmenin dışında İstanbul'da sadra şifa tek bir şey yapmaması "güven sorunlarını" katbekat artırdı.
Benim Kılıçdaroğlu'm da naçar kalmış, emekliye bayramlarda 15 bin vereceğini vaat ediyor.
Bunların aklıevvellerinden Emre Kongar da canlı yayında, "Kılıçdaroğlu kazanacak; bak nasıl şak diye 15 bin verdi..." diyor.
Oysa önceki seçimlerde de "şak, şak" vaatlerde bulunmuştu ama hiç kazanamamıştı.
Çünkü milletin bir kusurcuğu var; her vereceğim diyene inanmıyor. Kaynağını söyle diye tutturuyor.
Zavallı Kılıçdaroğlu, "Kaynağım IMF" dese, IMF'nin özelliğinin vermek değil "kemer sıkmak" olduğunu bu millet çok tecrübe etti. Asgari ücret zammını bile geri almak isterler, o derece.
Güleceksiniz ama söyleyeyim: Kaynak olarak geriye bir tek uyuşturucudan vergi almak kalıyor.

***

İçlerinde tek tük de olsa "Her şeyi eleştiriyoruz ama çözüm üretmiyoruz. Millet olumsuzlukların üzerinden fikrini değiştirmiyor..." diyenleri de var.
CHP'li orta yaşlı bir dostum bunlardan biri.
Geçen gün "Sana bir şey söyleyeyim mi?" dedi, "Sabah akşam yolsuzluk var, çalıyorlar, hırsız bunlar diyoruz ama çala çala TCG Anadolu gemilerini, yerli jetleri, tankları, SİHA'ları, İHA'ları, yerli otomobil Togg'ları, havaalanlarını, otoyolları, köprüleri, hastaneleri, uzay istasyonlarını, nükleer tesisleri, hızlı trenleri yaptılar. Biraz daha çalsalar bizimkiler muhalefet olarak yağmurlu havada su bile bulamazlar..."
Şaşırdım, müzmin bir CHP'li olduğunu biliyordum. "Oyunu bu sefer kime vereceksin?" dedim.
Hiç duraksamadan, "Ben oyumu değiştirmem ama umarım siz kazanırsınız!" dedi, iyi mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA