FENERBAHÇE için kağıt üzerinde Ankaragücü maçı "Kolay ve rahat maç" olarak görünüyordu. Bu yüzden Alex-Cristian-Serdar üçlüsü derbi için Gençlerbirliği maçında yaptıkları operasyonla kart sıkıntısını bitirmişti. Emre'nin kaptanlığında Fenerbahçe, Başkent'te fizik güç olarak zorlandı ama kalitesiyle kazanmasını bildi.
Washington mücadeleyi tanımlarken şöyle demiş: "Bir defa değil, yüzlerce defa yenilseniz de mücadeleyi bırakmayınız."
Ankaragücülü oyuncuları düşmelerine rağmen gösterdikleri onurlu ve amatör ruhlu mücadeleden dolayı kutlamak gerek. Hakan Kutlu'nun oyuncuları rakip kim olursa olsun çıkıp sonuna kadar güçlerinin yettiğince, oyunu çirkinleştirmeden, üstelik ayağa pas yaparak oynamaya çalışıyorlar. Fenerbahçe ile Ankaragücü arasında gözle görünür 'sıklet ve kalite farkı' vardı.
Sow'un vatandaşı Dia ile yaptığı pas dansından sonra attığı mükemmel gol sonrası oyunun kontrolü Fenerbahçe'ye geçti. Ankaragücü çok koşarak, mücadelenin temposunu arttırarak oyunu bozmaya çalıştı. Gençlik ve fizik güç, bir takımı bir yere kadar taşıyor ama kaliteyi geçemiyor.

SAVUNMADA TEK BAŞINA YOBO!
Topuz'un çalışkanlığı, Emre'nin top kullanma becerisi, Dia ve Sow'un hızlı hücum yeteneği, Yobo'nun savunmayı tek başına toparlaması, ayağındaki topları sakin ve doğru kullanması Fenerbahçe'ye maçı kazandırdı.
Sow'un erken golünden sonra Fenerbahçeli oyuncuların temposunun düşmesi ve rölanti oyuna dönmeleri tamamen "Biz maçı nasıl olsa kazandık, haftaya derbi var. Fazla yorulmayalım ve sakatlık yaşamayalım" düşüncesiydi. Ankaragücü özellikle Serol'la soldan hücumu düşünüyor ama gol için kalitesi yetmiyordu.
İkinci yarı Başkent ekibinin direncini ve ataklarını attırması üzerine Fenerbahçe vites yükseltti. Topuz'un golü maçı bitirdi ve Ankaragücü'nün direncini frenledi.
NOT: Ankaragücü'nde Serol'u çok beğendim. Kumaşı çok iyi. Süper Lig'de çok takımda oynar, dilerim izlemeye devam ederiz.