Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

İlke ve Selim'e alkışlar..

BU ikiliyi izlemeye doyamıyorum. Balemizin birbirine en yakışan çifti, benim için.. Birlikte dans ettikleri sahneleri şiirleştiriyorlar resmen.. Otello'da da öyle oldu.. Hele de birinci perdedeki aşk danslarının bitmesini hiç ama hiç istemedim.
Otello, 50'nci yılındaki İstanbul Opera ve Balesi'nin 2011'e "Hoş geldin"i..
Shakespeare'in ünlü eserini, Verdi operaya çevirmişti. Uğur Seyrek, bu müzikle bale yapmış. Daha doğrusu adına "Modern Bale" demiş ama, bence "Dans Tiyatrosu" daha uygun bir isimlendirme olurdu. Seyrek'in koreografisi, modern dansla, mim tiyatrosunun birleşmesinden oluşuyor. Hatta yer yer, simgesel sahnelerde "Sağır- Dilsiz işaret alfabesi" ni dahi kullanıyor.
Müzik kullanımı da ilginç. Otello'nun müziği, bir opera kaydı. Tabii, banttan veriliyor. Ne yazık ki, hazırlanan 50 sayfalık kitapçıkta, fevkalade hoş yazılar ve bilgiler var ama, bale boyunca hoparlörlerle mikrofona verilen Otello Operasının hangi kayıt olduğu ve kimlerin seslendirdiği konusunda en ufak bilgi yok. Hem haksızlık, hem eksiklik. Ayrıca.. Otello kulağınıza italyanca geliyor. Ve de, sahnedeki dansın önüne geçecek kadar yüksek hacimle.. Bence Otello'nun koro, arya ve düetlerinden oluşan müzik, daha geride kalmalıydı. Bu kadar önde olunca, ara ara kulağınıza çalınan Otello, Desdemona, İago laflarının ötesini de merak ediyorsunuz doğal olarak.. Farkında olmadan, sahnenin tepesindeki üst yazı bandına bakıyorsunuz, "Çeviri var mı" diye..
Uğur Seyrek, Otello'yu geçtiği çağdan almış, son zamanların modası, günümüze de değil, belirsiz bir döneme getirmiş. (1800'lerin kılıkları, 1900'lerin banyo küveti ve 2000'lerin televizyonu..)
Yorumu bana fazla "Maço" geldi. Halkın dansları dahil, hemen her sahnede, kadın nerdeyse taş devri karikatürleri gibi saçlarından tutulup yerlerde sürünüyor esprisinde.. Koreografi, (Gayet yerinde ve dozunda kullanılan erotizm dahil) başından sonuna erkeksi.. Ve de fazla sert.. Zaman zaman, dans mı izliyorsunuz, artistik jimnastik mi, karışıyor.. Seyrek'e bir eleştirim de ikinci perde Otello yorumunda.. Orada Shakespeare muhteşem bir tip çizer. Otello'yu dünya klasiği yapan da budur.
Bir yanda deliler gibi aşık, deliler gibi arzulayan, öte yandan kıskançlık ve öfkeden deliye dönmüş, karısını öldürmeye karar vermiş bir erkek..
Desdemona'nın gırtlağını sıktığı sahnede Otello, sevişme ile öldürme arasında tam bir bıçak sırtında gider gelir. Seyrek'in Otellosu'nda aşk ve arzu nerdeyse yok. Sadece öfke ve intikam duyusu var.
Şimdi şunu kabul etmek lazım. Gördüklerim ve yazdıklarım, Uğur Seyrek'le benim yorum farkım.. O öyle düşünmüş, düşündüklerini de iyi sahnelemiş. Fevkalade pratik dekor (Adnan Öngün) önünde, Desdemona'nın kırmızı elbisesi hariç, çok zevkli kostümler (Sevtaç Demirer), harika bir ışık (Oktay Kanca) seyri çok daha cazipleştiriyor.
Başta söyledim.. İlke Kodal ve Selim Borak harikaydılar. İago'da M. Nuri Arkan çok çok iyi oynadı ve dans etti. Emilia'da Tatyana Egeli de finalde aldığı alkışları fazlasıyla hak etti.
Askerlerin ve halkın dans ettiği kalabalık sahnelerde, hem Uğur Seyrek'in koreografisi, hem de dansçıların hepsi mükemmeldi.
Otello, başından sonuna zevkle, ilgiyle izlenecek bir sahne gösterisi.. Kaçırmayın sakın..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA