Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bikinilerden Burkinilere, İnanç Savaşları!..

Dünyanın büyük bir bölümü yazın başından beri Fransa'dan gelen fotoğraflarla desteklenen bir tartışma içinde..
Olayın göbeğinde Burkini var..
Resimlere bakarken ve okurken, hatıralarım canlandı..
Ciddi ciddi tartışmaya katılmak yerine, keyifle okunacak bir pazar yazısı yazmaya karar verdim..
Buyrun..

***
Burkini, özel üretilmiş bir uluslararası sözcük.. İki kelimeden oluşuyor..
Bur ve kini..
Bur, Avrupalıların çarşafa verdikleri isimden geliyor.. Yatağa serilen değil, Müslüman ülkelerde giyilen kadın giysisi çarşaftan.. Burka diyorlar Avrupa'da, ona..
Kini, mayo anlamına kullanılıyor..
Onun uluslararası dile girişi de ilginç.. Kadın modacıların yeni cesur icadı (50'li yılların sonları.. 60'lar) iki parçalı mayolar plajlarda görünürken ve de Brigitte Bardot sayesinde St. Tropez'de üne kavuşurken Amerikalılar Bikini Adasındaki bir kraterin içinde durmadan Atom Bombası denemesi yapıyorlardı.. Bikini yerli dilde "Hindistan Cevizi yeri" demek olan Pikkini'nin Amerikanca adı..
Avrupa plajlarında bomba gibi patlayan iki parçalı mayoya hemen Bikini adı verildi. "Bi" zaten "İki" demekti. Kini de mayo oldu gitti. Öyle oldu ki, sonra üstü de atıp tek parçalı mayo yapınca Monokini dediler..
Sonra çıplaklar kampları, hatta gene St. Tropez'den başlayarak denize çıplak girmeler başlayınca biz Türkçe koyduk adı, Yokini diye..
Şimdi sayfamızdaki resimlere bakın..
İlkinde yan yana iki fotoğraf.. Bir Akdeniz plajında Fransız Polisleri, deniz kenarında, kendi inançlarına göre örtülü, yani Burkini giyinmiş bir kadını soyunmaya zorluyor. Kadın da, başını örten üst parçayı çıkarmak zorunda kalıyor.
Kıyameti koparan, Hillary ve Trump'a kadar dünyayı bölen fotoğraf bu.. İnsan Hakları diye başladı..
Feminizme kadar gitti. Hala da gidiyor.
Resme bakarken, ben gazeteciliğe yeni başladığım yıllarda, Öncü gazetesinde kullandığımız bir naşka resmi hatırladım. Allah internetten razı olsun. O devirde ajanslarla tüm dünyaya yayılan fotoğrafın bir benzerini Google'da buldum.
İşte sayfadaki ikinci fotoğraf.. Burası Rimini.. İtalya'nın en ünlü Akdeniz plajlarından biri.. Konu gene güneşlenen bir kadın ve tepesindeki polis..
Ama polis bu defa giyinik değil, soyunuk olduğu için ceza yazıyor kadına ve "Giyin" diyor..
Sebep, inanmazsınız, gene inançlar.. Katolik İtalya'da kadının bu kadar açık giyinmesi Papa'yı kızdırmış. Hükümet yasaklamış.
Uygulama gene polise kalmış. Gene kıyamet.. Gene konu İnsan hakları..
Ama o zaman daha feminizm yok..
Üçüncü resim mi?.
Hayatta en güldüğüm filmlerden birinden.. Louis de Funes adlı müthiş bir komedyenleri vardı Fransızların..
Komiser Cruchot adlı dizi filmleri kapalı gişe oynardı. İşte bu komiseri Fransızlar, St.Tropez'ye göndermişlerdi, bizde Tatlı Bela diye oynayan filmde.
Komiser yeni yeni üne kavuşan bu köyün plajlarında bikinili, yani yarı çıplak, hatta çıplak denize giren kızları izlemek ve yola getirmekle görevliydi.
Dünyayı sallayan Bikini tartışmasının filmini çekmişti Fransızlar..Yıl 1964..
1964'te az giyimin peşine düşen ayni Fransızlar şimdi, çok giyineni kovalıyorlar, ayni plajda iyi mi?.
Biz de işi gücü bırakıp onları tartışıyoruz..
Oysa nurlar içinde yatsın Süleyman Demirel gibi "Dün dündür, bugün bugündür" demek ve gülüp geçmek varken..
İşte resimler.. Bakın.. Gülün geçin!..


1. Resim Sene 1960.. İtalya sahilleri.. Rimini..

2. Resim Sene 1964.. Fransız Rivierası.. St. Tropez!..

3. Resim Sene 2016.. Fransız Rivierası.. Nice!..

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA