Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Serpme Kahvaltı israfı(!)..

Efendim, bu vesileyle duydum. Ülkemde Tisva diye bir vakıf varmış. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı..
Bir açıklama yapmış. "Türkiye serpme kahvaltıdan yılda 1 milyar lira zarar ediyor" diye.. Sosyal medyada anında zirve yapmış. (TT dedikleri karın ağrısı yani). Bizim medyada bir tartışma.. Başı da iki Hürriyet yazarı çekiyor.
Cengiz (Semercioğlu) işi nerdeyse "Serpme Kahvaltıyı yasaklayın"a vardırmış hemen.
Savaş Özbay ise, 1 milyar zarar lafının nasıl palavra olduğunu, mantık ve matematikle kanıtlayan enfes bir yazı kaleme almış.
Anladınız. Ben Savaş'ın yanındayım.
Geçin serpme kahvaltının aileyi bir araya getirme, cep laneti yüzünden unuttuğumuz sosyalleşmeye dönüş sağlamaya katkısını..
Dahası.. Serpme kahvaltıda artanlar atılmıyor.
Hayvan barınaklarına gidiyor. Yani o parayı verebileceklerin cebinden hayvanlar besleniyor. Bu bir..
İki.. Bu "İsraf.. Tasarruf" laflarının ekonomik yönüne bakan var mı?.
O serpme kahvaltı sofrasında, sizin lafınızla diyelim ziyan olanlar yüzünden kaç insan, kaç aile geçiniyor?.
Sofraya konan çiçek, kırılan tabak, bardak, fincan, yenmeyen, artan yiyecekler şey, yani "İsraf" dediğimiz her şey, kaç sanayi, kaç tarım işçisinin iş ve ücret imkanı oluyor, bir düşünsenize..
Ekonomik gücü olanlar tüketmezse, gücü olmayanlar nasıl iş bulacak?. Tüketim olmazsa, üretim olmaz. Üretim olmazsa, işçiye ihtiyaç olmaz.. Sokrates Mantığı yahu!.

***
Bir daha anlatayım mı, bin kere anlattım.
Fi tarihinde Galatasaray'la Belgrad'dayız.
Tito, Komünizm zamanı.. Alp Yalman, Adnan Polat başta.. Masa zengin. Herkesin önünde koca koca biftekler, pirzolalar.
Maçtan çıkıp gelmişiz. Gece yarısı, vakit.. Bir kız çocuğu, en fazla 8 yaşında.. Masa masa dolaşıp gül satıyor, uyuması gereken saatte.
Ertesi sabah erkenden yola çıkıyoruz ya..
Hepimiz cebimizde kalan tüm dinarları ortaya yığdık. Bir tomar para.. Kızı çağırdık, bütün gülleri alıp, tomarı uzattık. Almıyor, Sırpça bir şeyler söylüyor.
Garson geldi, kızla kendi dilinde konuştu, sonra bize döndü.
"Para istemiyor efendim.
Tabaklarınızda artan etleri istiyormuş.."
Daha yeni servis edilmiş etlere kimse el süremedi, tahmin edersiniz..
Bilmem, anlatabildim mi, Cengiz Kardeşim?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA