Fenerbahçe, kolay A.Sebat galibiyetiyle tekrar lige döndü. Zaragoza'da UEFA Kupası'na veda edildikten sonra medyada oklar Daum üzerine çevrildi.
Geçen sezonki lig şampiyonluğuna rağmen ben göreve geldiğinden beri Daum'u eleştiriyorum. Çünkü icraatları futbol felsefeme ters düşüyor. Uygulattığı sistem takımın yapısına uygun değil. Kadro istikrarı yok. Oyuna hükmedecek bir kolektif bütünlük oturmadı. Oyuncuların görev yerleriyle çok oynuyor. Maçların ikinci yarılarında eğer skor avantajı yoksa garip değişiklikler yaparak adeta zar atıyor.
Değişiklikler tam bir facia
En son canlı örnek İspanya'da yaşandı. Senden daha organize, daha çabuk bir takıma karşı yemeden iki gol atman lazım. Risk alıyorsun. Öyle bir şablonda Daum son değişikliği yapıyor. Van Hooijdonk, Anelka, Nobre, Alex birarada. Bu şu demek: Mucize dahi gerçekleşemez. Son 20 dakikada zaten çok azalan şansını bu değişiklikle sıfıra indiriyorsun. Nitekim kalan bölümde Zaragoza hemen ikinci golü attı. Ardından da pozisyon zenginliği yaşadı.
Daum'un en önemli yanlışı da günümüz futboluna tam ters düşen orta sahasız anlayış. Geçen seneden beri bakıyoruz önce Ümit Özat-Aurelio ikilisini oynattı. Ardından Ümit'i beke çekti, Aurelio'yu yalnız bıraktı. Uzun aradan sonra son iki lig maçında Ümit tekrar orta sahada. Ayrıca Avrupa kulvarında işler sıkışınca en kritik deplasmanlarda (Lyon ve Zaragoza) üç orta sahaya döndü. Döndü ama sürekli oynamadıkları için zihinsel ve fiziksel hazır olmayan Serkan ve Selçuk ile...
Başka da alternatif zaten yok. Serkan çok koşan, rakibi bozan, ani şok presle top çalan, depar kulvarlarına giriş ve çıkışlar yapan bir oyuncu. Ancak teknik kapasitesi yetersiz.
Ayrıca da rakibe hamle zamanlamasını ayarlayamadığından çok kolay kart görüyor. Bu iki sıkıntısı; yanlış yerlerde oynatılırsa, sık sık yedek kalıp kondisyonunu ve maç kabiliyetini kaybederse takıma fayda değil, zarar veriyor. Daum, Serkan'ı ya yedek oturttu ya defans bloğunun sağında ya da ileri ucun sağında oynattı. Ondan sonra da Zaragoza'da Serkan orta sahanın solunda. Gel çık işin içinden. Daum, yaptığına kendi de inanmadığı için devre bitmeden Selçuk'u çıkarıp Tuncay'ı sahaya sürdü, Serkan'ı da orta sahaya çekti. Selçuk hemen hemen en iyi oynadığı maçlardan biri olan Samsun'da dışarı aldı. Ardından Aurelio'nun Zaragoza maçında cezalı olduğunu bildiği halde İstanbulspor maçında Brezilyalı'ya görev verirken Selçuk'u kulübede oturttu. Sonra Kadıköy'deki Zaragoza maçında Selçuk- Serkan ikilisinden medet umdu.
Zora geldi mi hüsran!
F.Bahçe, bu sezon da ligde şampiyon olabilir. Ama bu kadar para harca, yıldızlara sahip ol, arkanda 55 bin seyirci destek versin, ancak aldığın galibiyetler genelde kişisel yeteneklere ve skorda denge varken attığın goller duran toplara bağlı kalsın! Zorluk derecesi yüksek maçlarda genelde hayal kırıklığı. İşte bu sezon Avrupa kulvarı çok kötü. Ligin ilk yarısındaki iki derbi çok kötü.
Son bir paragraf da Anelka için açmak istiyorum. Kalitesi belli, çağdaş bir forvet tipi... İdman eksikliğini giderdiğinde, arkadaşlarını tanıdığında mutlaka katkı sağlayacaktır. Ama sormak gerekir: Fenerbahçe'nin ihtiyacı forvet oyuncusu muydu?
Nobre, Van Hooijdonk, Serhat, Tuncay, Mehmet Yozgatlı gibi ileri uç oyuncuları var. Takımın kalbi orta saha yok. Bu kadar büyük paraya kaliteli bir orta saha transfer etmek en akılcı yol değil miydi?
