- İzmir'de yaşamışsınız bir dönem.
- Askerliğimi İzmir'de yaptım. Annemle babam ayrılmıştı ben askerdeyken. Anamla bacımı da aldım geldim, İzmir'e yerleştim. Ben çok sorarım. Geçen gün de çok güzel bir laf öğrendim: 'Başarı için ömürlerinin bir bölümünü bedel olarak ödemeyenler, başarısızlığın bedelini bir ömür boyu öderler.' İşte ben başarı için çok bedel ödedim. Maddi manevi.
- Nasıl bedeller ödediniz?
- Bedenen çok yoruldum. Mesela askerden sonra Çiğli Askeri Hava Üssü'nde memuriyet yaptım altı yıl. Gece de pavyonda çalışıyordum. Altı sene gecede sadece iki saat uyudum. O iki saatte de zaten uyuyamıyordum sızıdan. Ondan sonra taksicilik yaptım, minibüsçülük yaptım... Ama müzik hep birinci planda devam etti. Ben ideali olmayan insanları hiç sevmem.
- Siz bütün hedeflerinizi gerçekleştirdiniz mi?
- Benim hedefim Türkiye'de çok iyi bir müzisyen olmaktı, oldum Allah'a şükür
.
- Başka hedefiniz var mı?
- Bir hedefim vardı, o da sağ olsun, bu devletin sayesinde heba oldu. Bu kadar yıllık birikimlerim benimle birlikte mezara gitmesin dedim, okul açtım. Gençlere, çok cüzi miktarlarla eğitim vereceğimiz bir okul. Elektriği, suyu çıksın yeter diye başladık, anamız ağladı, hayatımız mahvoldu.
- Neden?
- Ben 600 bin dolara, yani 420 milyara aldım okulu. Ertesi sabah kalktım 420 milyar, olmuş 1 trilyon. 2001 krizi. Her şeyimiz gitti. 900 bin dolarlık evimi 300 bin dolarlık borca saydım, düşünebiliyor musun! 2004 senesinin haziran ayında, ben cebinde 5 kuruşu olmayan, 50 milyar da borçlu bir adamdım. Üç sene o okulda oturdum. Sınıflardan birini yatak odası yaptık, birini salon yaptık.
- Ne oldu peki okul?
- Okul duruyor. Mecidiyeköy'de, Mustafa Keser Sanat Merkezi. İki buçuk sene önce benim en büyük oğlan kaza geçirdi, paramparça oldu. Onunla uğraştık hep. Ben ne okula gittim ne başka yere. Kiraya vermiştim, kiracı çıktı şimdi, kafamı toparladım yine canlandıracağım. Ama Allah büyük işte. Kaybettiklerimizin iki mislini yine kazandık çok şükür. Yine evimizi de aldık.