Türkiye'nin en iyi haber sitesi

GÜRCAN BİLGİÇ

En iyisi bunlarsa ...

Maç akşamının geri sayımına geçtiğimiz öğle saatlerinde, Lig Tv 2008'deki yarı final maçını getiriyor ekranlara. 3-2 kaybettiğimiz maç. Öne geçiyorlar, yakalıyoruz. Yine öne geçiyorlar yine yakalıyoruz. Pozisyonlarımız var, baskımız var, direkten dönen toplarımız var.Elimizden kaçırdığımız o Almanya'nın üç sene de geldiği yere bakın, bir de bize... Onlar dünya çapında hükmeden, saygı gören, korkulan bir takım oldular. Biz ise her yıl daha geriye gittik, kalitemizi de kaybettik, benliğimizi de...
Hırvatlarla play-off oynarken, üst üste yediğimiz gollerle oturduğumuz koltukta daha da küçülürken, artık övünebileceğimiz veya bize gurur yaşatacağına inandığımız bir milli takımımız olmadığı gerçeğini fark ettik. Hayallerimiz ve hamasetimiz bizi başkalarının gözünde de bir yerlere taşıyordu ama artık sahada bir şeyler kanıtlamak isteyen bir oyuncu grubumuz yok. Daha iyi takımlara gitmek, daha yüksek paralar kazanmak veya kariyer hesapları içinde farklı renkler barındırmak isteyen vizyona da çok sahip değiller. Çünkü çevremizdeki her gençte görebileceğimiz, "birlikte" bir yerlere gelmek yerine, kendi başlarına büyümenin peşindeler. Gol attıklarında kendilerine pası veren oyuncuya koşmayı bile tercih etmiyorlar. Her şey, her şan, her fayda bir tek onların olsun istiyorlar.

RAHATSIZLIK İÇİN ÖZÜR DİLEMELİYİZ
Milli Takım'ın anlamını sadece aynı milletin vatandaşı olmak olarak algılamayıp, onları bir bütünün parçası olduklarına ikna edecek süreci de yaşamadılar. Gittiği her takımı kalkındırmasına rağmen, Türkiye'de var olanı bile koruyamayan Hiddink gibi bir rol model ile bütün bunları değiştirmemiz de çok mümkün değil. Hiddink'i istifaya davet edenler, iki iki gole izin veren böyle iki bek ile, veya yanından geçen santrafora bile bakamayan tandem, adam eksiltemeyen forvetler, topa gitmek yerine rakibin arkasına saklanan orta sahalar ile nasıl bir başarı elde edilebilir, düşünmeliler. Düşünün, kart cezalısı durumuna düşen oyuncularımız için "oynamadıklarında ne yapacağız" bile diyemiyoruz. Eğer en iyileri bu sahaya çıkanlar ise, Türk Futbolu'nun kapısına "tadilat nedeniyle kapalı" yazmalı, bu ekibinin "çevreye verdiği rahatsızlık nedeniyle" özür dilemeliyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.