Ekonomist, sosyolog ve demokrasi yorumcusu Joseph A. Schumpeter der ki; "Siyaset arenasında rekabet varsa ve en az iki lider yarış halindeyse o ülkede demokrasi vardır!"
Gerçek demokrasi rekabet varsa oluyor. Eğer reddetme varsa iktidar, reddetme yoksa otorite var. Reddetmenin varlığı iktidar ve muhalefetin bir arada olması anlamına geliyor.
Bu durumda bir siyasi sistemde yığınla parti ve başbakan olmak için yarışan yığınla genel başkan adayı varsa sistem arızalı demektir. Türkiye'yi yöneten siyasetçilerin temel hedefi belli. Uzun vadede siyasi arenayı gerçekten rekabet halinde olan iki güçlü siyasi parti ile yapılandırmak!
Tablo bu iken TÜSİAD'ın demokrasi adı altında siyaset arenasında AK Parti'yi Saadet Partisi'yle, CHP'yi DSP ile, MHP'yi BBP ile zayıflatarak çoğunluğu ortadan kaldırmaya çalışacaklara sahne açmaya çalışması ne derece doğru?
Konu tartışılmaya değer.
Sonuçta TÜSİAD Anayasa değişiklik paketinden rahatsız. Siyasetçilerle tur üzerine tur yapıyor. Ankara ile ilişkilerini daha sıcak tutmak istiyor. O yüzden TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, daha cesur olmalı. "İktidardan mı rahatsız, yoksa iktidarın işleyiş biçiminden mi?" Bunu net biçimde ortaya koymalı.
TÜSİAD olarak karnından konuşmayı bırakmalı. Çünkü fikir özgürlüğü cesaretle başlıyor. TÜSİAD gibi bir derneğe de cesur olmak yakışıyor.
Yanlış mı?