Ekonomide dengelenme sürecine giren Türkiye'de firmaların en çok dikkat ettikleri konulardan biri de nakit yönetimi. Özellikle Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerde (KOBİ) sürdürülebilirlik için finansmanı iyi yönetmek şart. Piyasayı rahatlatacak bir uygulama olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın uygulamayı teşvik ettiği 'alacak ve kefalet sigortaları' 2019'un en çok konuşulacak konularından. Yıllık cirosu 25 milyon TL altındaki işletmelerin yararlanacağı alacak sigortasına ilgi oldukça yoğun.
4.500 FİRMA SIFIRDAN GİRDİ
Türkiye Sigortalar Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, alacak sigortası için "Çok çok önem verdiğimiz ve finansal piyasalarımız ile ekonomimiz için önemli bir ürün" değerlendirmesinde bulundu. Çağlar, havuz kurulmadan önce sektörün tüm ürettiği primin 197 milyon TL ve 25 bin 59 adet iken sadece bir buçuk ayda 5.5 milyon TL prim ve 4 bin 500 adet sigortalıya ulaştıklarını belirtti.
Çağlar, "Burada özellikle dikkat çekmek istediğim husus, bu 4 bin 500 adet şirketin daha önce alacak sigortası kullanmayan şirketler olması. Yani tamamen yeni şirketlerin alacakları güvence altına alınmış oldu" dedi.
Bankalardan alınan kredi dışında bir de piyasa kredisinin olduğunu belirten Çağlar, "Özellikle küçük firmaların ve esnafın birbirine açtığı krediye biz piyasa kredisi diyoruz. Ekonomide küçük bir dalgalanmada piyasa kredisi dediğimiz vadeli çeksenetli satışlar hızla daralır ve peşinle iş yapmaya başlanır. Piyasa kredisi gerileyince de bütün yük bankaların üzerine düşer. Sermaye zaten sınırlı. Bu amaçla Hazine ve Maliye Bakanlığımız piyasaları rahatlama adına yapmış olduğu hamlelerden bir yenisi olarak alacak sigortacılığını yaygınlaştırmak amacı ile alacak sigortası havuzu kurarak piyasaya yani KOBİ'lere çok önemli bir destek sağlamış oldu. Bu havuzun arkasında Hazine güvencesi olduğu için alacak sigortasına ulaşamayan özellikle küçük ölçekli KOBİ'lerimiz artık bu sigortaya daha rahat ulaşacak ve artık alacak derdi ile uğraşmak yerine asli işlerine odaklanacaklar. Bu da günün sonunda hem finans sektörünü hem de reel sektörü rahatlatacak" dedi.
BANKALARI RAHATLATACAK
Çağlar, "Piyasa kredisinin inişli çıkışlı bir hal aldığında 'alacak sigortası' çok daha önemli hale geliyor. Bugünden yarına derdimize derman olmamakla birlikte piyasanın kesintiye uğramaması açısından zamanla yaygınlaşıp derinleştikçe oldukça önemli bir işlevi olacak. Yine alacak sigortası firma kredilerinin teminat vasfını güçlendireceği için bankaları sermaye yeterlilik rasyosu açısından da rahatlatacak ve bankaların sermayelerini daha etkin kullanmasını sağlayacaktır" şeklinde konuştu.
KEFALET VE KATILIM SIRADA
Kefalet ve katılım sigortası ürünlerinin de önümüzdeki dönemde çok konuşulacağını belirten Çağlar, "Yakın zamanda büyüme beklediğimiz bir diğer branş da kefalet sigortaları. Yapılan düzenlemelerle artık sigorta şirketleri de bir anlamda teminat mektubu verebilecek konuma geldiler. ABD'de bu yöndeki ihtiyacın neredeyse tamamı kefalet sigortası ile sağlanırken, bu oran Güney Amerika'da yüzde 25, Asya Pasifik bölgesinde yüzde 50, Avrupa'da ise yüzde 25 seviyelerinde. Bizim bankacılıkta teminat mektubu hacminin 450 milyar TL olduğunu düşündüğümüzde buradaki potansiyel hakkında bir fikir vermiş olurum" şeklinde konuştu.
BAĞIMSIZ OTORİTE SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇAR
Kamuda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne göre başlayan yeniden yapılanma sürecinin sigorta alanında da gerekli olduğunu ifade eden Çağlar, "Sigorta sektörünün düzenlenmesi ve denetiminin bazı başarılı dünya örneklerinde olduğu gibi bağımsız bir otorite haline getirilerek yeniden yapılandırılması sektörün önünü açar" dedi. Can Akın Çağlar buna ilave olarak yarı kamusal bir kurum olan Türkiye Sigorta Birliği nezdindeki kurumların daha verimli ve etkin bir yapıya geçmek üzere çalışma yaptıklarını da belirtti.