Çok kısa sürede yarım milyar kişi tarafından takip edilmeye başlayan e-spor, bugün bilindiği özelliklerinin ötesine geçmiş durumda. Yarattığı ekosistemin etkileri öylesine büyük ki yeni istihdam sahaları açmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni bir gelir sistemi de oluşturuyor. 400 milyondan fazla izleyiciye sahip e-sporun beslendiği kaynakları itibarıyla bir sanal ortam üretiminden söz ediyoruz. Ama bugün etki alanı sadece sanal ortam üretiminden ibaret değil. Başta perakendecilik sektörü olmak üzere pek çok şirket, e-sporun içinde yer alabilmek adına kıyasıya bir mücadeleye giriyor. Ama bu mücadele esnasında, bilgi eksikliği ve günceli yorumlayamama gibi problemlerden ötürü pek çok firma sektöre girdiği gibi aynı hızla çıkabiliyor. Bu yüzden, önümüzdeki hafta düzenlenecek E-Spor 2019 Zirvesi çok büyük önem taşıyor.
BÖLGESEL GÜÇTEN GLOBAL GÜCE
Para Dergisi'nden Ali Efe İralı'nın haberine göre, Türkiye'nin e-spor konumlandırmasının yapılacağı, 11 Ekim 2019 tarihli etkinliğe Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Muharrem Kasapoğlu da katılacak. Ayrıca çok sayıda ulusal ve uluslararası firmanın yöneticisi de etkinlikte yer alacak. Markaların, oyuncuların, oyundan kazananların ve yöneticilerin gözünden olmak üzere dört ana modülde gerçekleşecek zirvede, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafi yapıdaki sanal ortam hâkimiyeti, ana çıkış noktası olacak. Balkanlar ve Ortadoğu bölgesinde sanal ortam ürünleri açısından önemli bir işgücü kaynağı sunan Türkiye'yi, e-sporda gelecekte bekleyen tüm maddi potansiyel tartışmaya açılacak. Bunu yaparken e-sporun kendi işlevi ve çalışma frekansının tartışılmasından ziyade, ortak kabul görmüş ekonomik getiri noktalarına ışık tutulacak. 155 milyar dolarlık bir havuzdan beslenen dünyanın en hızlı büyüyen sektörlerinden biri olan e-sporun, Türkiye'deki yatırımcının dikkatini çekeceği önemli noktalarına dair bir çıkarımda bulunulması hedefleniyor. Çünkü e-sporun kalelerinden olan bir coğrafya üzerinde şu an için fiziki materyal üreticisi olarak çok da yer alınmıyor oluşu, gelecekte Türkiye'den marka değeri olan bir sayısal parça üreticisi çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Buna hizmet edebilecek her türlü yerli hamlenin desteklenmesi gerektiği bir konumdayız. Çünkü e-spor, beslendiği kaynak ve ürettiği katma değer bakımından ihracata en çok çıktı sağlayan faaliyetlerden biri. Döviz girdisinin oldukça yüksek oluşu bunun en temel destek noktası. Gençlere ulaşarak, onların ihtiyaçları üzerinden, onları üretime dâhil eden bir süreçle sermayeyi güçlendirecek bir sektör söz konusu. Endüstri 4.0 ile doğrudan bağlantıda olan ve hem girdisi hem de çıktısı bakımından zihinsel emeğin yoğun olduğu e-spor, sadece eğlence amaçlı bir araç değil. Eğitimden seyahate, inşaattan telekomünikasyona kadar pek çok alanda paydaşı var. Dolayısıyla e-sporun yerli arenada bir konumlandırma yapılarak büyütülmesi gerektiği gerçeğiyle karşı karşıyayız.
TEKNOLOJİ HAMLESİNDEKİ KOZUMUZ
Türkiye yaşlanıyor. Biz ne kadar büyük bir teknoloji sahası ya da fırsatı bulunuyor desek dahi, uygulamaya dökülmeyen her bir an, Türkiye'nin gelecek yatırımlarından kaybetmesine neden oluyor. Bugün genç nüfusun halihazırda yoğun olduğu bir ülke gerçeğinde, e-sporun merkeze alınmasa da, onu finanse eden kuruluşlar açısından bir sanayi işbirliği çerçevesi inşa edilmesi gerekiyor. E-Spor 2019 Zirvesi'nde de yapılan aslında tam olarak bu olacak. Resmi karar alıcı mekanizmaların da katılımıyla, hem e-sporu sevenlere hem de e-spor içinde kendine ekonomik bir paydaşlık çizgisi kurabileceklere bir "gel" çağrısı yapılıyor. Elini taşın altına her defasında koyan devlet, bu sefer denetleyici konumunda. Çünkü pazar, dinamikleri bakımından oldukça hareketli. Dolayısıyla, geriye firmaların yapacakları hamleler ve bu hamlelere farklı yönler sunabilecek gençler kalıyor. Üreticisinden tüketicisine herkesin dâhil olması gereken bir süreç. Yerli sermayeyi olabildiğince, hatalarıyla, başarılarıyla geliştirmeye açık bir sisteme geçişin altyapısı da bahsettiğimiz zirvelerden geçiyor. Bu zirveyi neden takip etmeniz gerektiğine dair önümüzdeki haftalarda da tekrar değineceğim bir ipucu bırakayım: Bilgisayar oyunları, geleneksel spor ekonomisinin toplam büyüklüğünü yüzde 50 aşmış durumda… Güzel bir hafta geçirmenizi dilerim…