Genetik bilimindeki gelişmelerle birlikle kalıtımsal hastalıkların tedavisinde de olumlu sonuçlar alınmaya devam ediyor.
Ebeveynlerinden çocuklarına genler aracılığı geçen kalıtımsal hastalıklardan biri olan talasemide (Akdeniz Anemisi) de aynı doğrultuda umut verici ilerlemeler yaşanıyor.
8 Mayıs Dünya Talasemi Günü kapsamında açıklamalar yapan İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Siret Ratip, sağlıklı nesillere ulaşabilmek için başta riskli bölgelerde yaşayan kişiler olmak üzere, ailesinde talasemi hastası ya da taşıyıcısı olan kişilerin hamile kalmadan ve mümkünse evlilik öncesinde mutlaka tarama testlerinden geçmeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Prof. Dr. Siret Ratip ayrıca hastalığın tedavisinde de son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını işaret ediyor. Ülkemizdeki genetik geçiş gösteren hastalıklar sıralamasına öncülük eden talasemi, hayat boyu devam etmesinin yanı sıra, doğru tedavi uygulanmadığı taktirde yaşam kayıplarına kadar ulaşan sonuçlar doğurabilen ciddi bir sorun.
Talasemi genine sahip olmanın hastalığın görüleceği anlamına gelmediğini söyleyen Prof. Dr. Siret Ratip, anne ya da babadan gelen tek genle talasemi taşıyıcıyı olarak ömür boyu sağlıklı yaşamanın mümkün olabildiğine dikkat çekiyor.
Bununla birlikte her biri taşıyıcı olan çiftlerin evlenmesi halinde doğacak çocuklarla ilgili tablo biraz farklılaşıyor.
Gebelik esnasında artık standart olan bebeğin talasemi açısından test edilmesi dışında son yıllarda embriyo genetiği üzerindeki gelişmeler ve Preimplantasyon Genetik Tanı yöntemiyle taşıyıcı olan çiftlerin de sağlıklı çocuk sahibi olmaları sağlanabiliyor."
Talaseminin en karakteristik belirtisinin anemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Siret Ratip, şu bilgileri veriyor: "Hücrelere yeterli miktarda oksijen gitmediği için kişi kendini sürekli yorgun ve zayıf hissediyor.
Hastanın hemoglobin düzeyini istenen seviyede tutabilmek için sürekli kan transfüzyonu tedavisi uygulanması gerekiyor.
Bu sayede olası komplikasyonların engellenebildiğini ve çocuklarda herhangi bir gelişme geriliği yaşanmasının da önlenebildiğini belirten Prof. Dr. Siret Ratip, "Ancak tedavide, düzenli kan alımına bağlı hastanın demir düzeyleri yükselebiliyor.
Kök hücre naklindeki gelişmelerin de tedavide yerine aldığını hatırlatan Prof. Dr. Siret Ratip, ciddi talasemi ile doğan çocuklar da dahil olmak üzere uygun vakalarda hematopoetik kök hücre naklinin kesin sonuç alınabilen bir tedavi seçeneği olduğunu anlatıyor.