Üvey Anne bir "yaz dizisi" olmaktan çok fazlası. Muhtemelen yeni sezonda da devam eder. Öncelikle yönetmeninden söz etmeliyim. Yasemin Türkmenli uzun süredir yakından takip ettiğim çok başarılı bir isim. Bu tür dramlardaki sahnelere ruh katmayı çok iyi beceriyor. Yine müthiş bir reji ortaya koydu. Acılı babayı oynayan Kutsi'yi de çok beğendim. Zaten "doğal oyuncu" denilince aklıma gelen birkaç aktörden biri. Abartmadan, basit oynayınca duyguyu ekrandan evlerimize taşıyıveriyor. Annesini kaybeden 5 yaşındaki Ömer'in "Biz artık hiç gülmeyecek miyiz?" demesi ise yürekleri dağladı.
Atv'nin yeni dizisi Üvey Anne ekranlarda duygu sağanağı yarattı. Annesini yitiren kardeşlerden en küçüğü olan 5 yaşındaki Ömer'in sözleri ve onu canlandıran Emir Kaan Özkan'ın muhteşem performansı, gözyaşlarına dönüşüp memleketin nem oranını arttırdı. Hele "Biz artık hiç gülmeyecek miyiz?" diye bir soruşu vardı ki, aman aman...
Üvey Anne bir "yaz dizisi" olmaktan çok fazlası. Muhtemelen yeni sezonda da devam eder. Öncelikle yönetmeninden söz etmeliyim. Yasemin Türkmenli uzun süredir yakından takip ettiğim çok başarılı bir isim. Bu tür dramlardaki sahnelere ruh katmayı çok iyi beceriyor. Yine müthiş bir reji ortaya koydu.
Acılı babayı oynayan Kutsi'yi de çok beğendim. Zaten "doğal oyuncu" denilince aklıma gelen birkaç aktörden biri. Abartmadan, basit oynayınca duyguyu ekrandan evlerimize taşıyıveriyor.
Bir de anneanneyi oynayan Ayşen İnci'den söz etmeliyim. Yıllardır tiyatronun tozuyla beslenmenin bir oyuncuyu nasıl tecrübenin ötesinde bir olgunluğa taşıdığının canlı örneği.
Ayrıca, harika bir seçim olarak değerlendirdiğim Cem Adrian'ın "Yana Yana" şarkısı dramatik sahnelerin fonuna kürek kürek duygu taşıyınca; ortaya kanırtmadan, abartmadan, duygu simsarlığı yapmadan usul usul anne acısını anlatan bir yapım çıktı.
Konaktaki "Besleme" karakteri ise canımı acıttı. "Besleme", "Yanaşma" ya da "Kapatma"nın ne kadar çirkin nitelemeler olduğunu bana yeniden hatırlattı.
Bunlar, "kadınlığın" ötesinde, "insanlığı" ayaklar altına alan ve artık tarih olması gereken sıfatlar. Keşke hiç aklımıza gelmese...
FARUK GENCER (KUTSİ)
Pek çok başarılı iş insanı gibi zeki, güçlü, karizmatik biridir Faruk. Onurundan, gururundan ve ahlakından taviz vermez. Çocukları ve kadını vazgeçilmezidir. Hayat Faruk'u "asla" dediği yerden sınayacak, bedellerini ise çocuklarıyla birlikte ödeyecektir!
SERAP KUTLU (HAZAL FİLİZ KÜÇÜKKÖSE)
Zeki, çekici, bir o kadar da haset olan Serap, patronu Faruk Gencer'i nikah masasına oturtmak için onun çocuklarını kullanmaktan hatta çocuklarda derin yaralar açmaktan çekinmeyecek kadar hedefine kilitlenmiştir.
İPEK ZENGİN (ASLI TANDOĞAN)
Muhteşem bir anne, enerjik, duygusal, sanatçı naifliğinde ancak bununla birlikte analitik yanı güçlü bir kadındır İpek. Eski eşinin ihanetinin ardından Faruk'a karşı değişen hisleriyle mantığı arasında kalacaktır.
EFSUN GENCER (BENGÜ BALTA)
Genç yaşta evlendiği Faruk'la evliliğinden olan üç çocuğuyla mutlu bir yaşam sürerken hayatın getirdiği kötü bir sürprizle Efsun, tüm hayallerinden vazgeçmek zorunda kalacaktır!
NİSAN GENCER (EZGİ ŞENLER)
FARUK ve Efsun'un yaşından olgun davranışlar sergileyen, anaç ve zeki kızlarıdır Nisan. Duygu dünyasını çok iyi kontrol eder, Serap yüzünden babası ve kardeşleriyle sorun yaşayacaktır.
