Terör örgütü PKK, kadın, çocuk, yaşlı, asker, polis, sivil ayırt etmeksizin 40.000 Türk vatandaşını öldürmüştür. Bu terör örgütü sadece Türkiye için değil, uzun vadede bölgesel istikrar için de varoluşsal bir tehdittir..
PKK; ABD, Kanada, AB üye ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin terör listesinde olan bir yanıyla Marksist-Leninist, bir yanıyla etnik ayrımcılık temelli ideolojiye sahip eylemlerinde sivil-kadın-çocuk gözetmeyerek silah ve uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinde bulunan bir terör örgütüdür.
PYD/YPG'nin, PKK'nın Suriye'de kullandığı isimler olduğu ve birbirinden farkı olmadığı artık hemen herkes tarafından kabul edilmiş, ABD'li yetkililerin söylemlerinde ve BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların metinlerinde defalarca onaylanmış bir gerçektir.
Sadece şunu göz önüne alın: PKK, El Kaide ve DEAŞ'ın öldürdüğü Batılılardan daha fazla Türk vatandaşını öldürmüştür.
Bu örgüt, Türkiye'nin El Kaide'sidir. Ve şimdi Türkiye'nin sınırında bir terörist devlet kurmakla tehdit etmektedir.
Türkiye, uzun zamandır NATO üyesi ve müttefikidir ve ittifakın ikinci büyük silahlı kuvvetlerine sahiptir. Ya da Esad'la anlaşma yapan Marksist terör örgütü PKK/YPG.
ABD'nin silahlarını teröristlerin ellerine bırakmanın tarihin bir felaketi olduğu kanıtlanmıştır. Suriye'de olan tam olarak budur.
Sözde DEAŞ ile mücadele yürüttüğünü ileri sürerek Batı medyasında sempati toplarken PKK, bölge halkına zulmetmiş, çocukları zorla silahlandırmış ve savaşmaya zorlamış, Kürtler de dahil olmak üzere kendisine katılmayanları katletmiştir.
ABD'nin Ulusal İstihbarat Direktörü YPG'yi PKK'nın "Suriye militanı" olarak adlandırmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre YPG, 12 yaşındaki çocukları asker yaparak uluslararası hukuku ihlal etmiştir.
Türkiye şu anda ulusal güvenliğine risk ve tehdit oluşturan bazı terör örgütleriyle mücadele etmektedir.
Türkiye'nin bu terör örgütlerine karşı mücadelede kararlılığı nettir. Bu anlayışla Türkiye, ilk günden beri tüm uluslararası çabalara tam destek vermiştir.
YPG'nin bu bölgedeki sınır boyunca kazdığı tüneller sayesinde, PKK'ya teslim edilmek üzere Türkiye'ye patlayıcı ve mühimmat kaçırılmıştır.
PKK/YPG, Suriye içinde ve Suriyelilere yönelik de terör saldırıları düzenlemiştir. Bu noktada, kuzeybatı Suriye için özel bir durum söz konusudur. Şimdiye kadar PKK/YPG'ye bağlı açık kaynaklara göre 220'den fazla PYD/YPG saldırısı kaydedilmiştir.
Örneğin;
- 11 Temmuz 2019'da Afrin'de bomba yüklü bir araç patlatılmış ve en az 11 sivil hayatını kaybetmiştir.
Ayrıca, PKK/YPG tarafından alıkonulan DEAŞ militanlarının Türkiye'ye veya Suriye'nin kuzeybatısına terör eylemleri yürütmek üzere sızmaları karşılığında serbest bırakıldıklarına dair inandırıcı kanıtlar var. Bunu daha önce de yapmışlardı.
PKK/YPG'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki tiranlık yönetimi; Genel Sekreter'in, bölgedeki okullarda Arap dilinde eğitimin yasaklanması ile çocukları kendi seçtikleri okullara taşıyan araçların engellenmesi konularından bahseden 21 Kasım 2018 tarihli raporunda ayrıca ispat edilmiştir.
Ayrıca PKK/YPG'nin çocuk asker alımı, muhalifleri korkutma, demografik mühendislik ve kontrolü altındaki bölgelerde zorunlu askerlik gibi insan hakları ihlallerine yönelik artan sayıda kanıt bulunmaktadır. Yerel halkın PKK/YPG yönetiminden şikayeti sürekli olarak artmaktadır.
PKK/PYD, DEAŞ'ı kendi meşruiyet aracı olarak görmektedir ve binlerce esiri kritik bir dönemde kullanmayı beklemektedir. Trump'ın kararından sonra 3200 DEAŞ esirini serbest bırakmakla tehdit ettiklerinde, DEAŞ'a karşı savaşta ne kadar güvenilir oldukları anlaşılmıştır. Bu bakış açısından hareketle, PYD/PKK'nın önümüzdeki günlerde DEAŞ'ı canlandıracağı, böylece muhtemel DEAŞ eylemlerinin sorumlusu veya tetikçisi olarak ilk olağan şüpheliyi ortaya çıkaracağı hayal edilebilir.
Türkiye müttefiklerini, bilhassa ABD'yi, PKK/PYD ve güvenlik endişeleriyle ilgili mevcut durum hakkında bilgilendirmiştir.