Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Çiğ Kemalizm

Bugün 30 Ağustos ya, bir gazete Alptekin Müderrisoğlu'nun "Sakarya" isimli eserini özetlemiş, resimlerle yayınlıyor...
Arkadaşlar henüz "büyük savunma" ile "büyük saldırı" arasındaki farkı bilemediklerinden, Dumlupınar'ı Sakarya ile kutlamışlar. İkisinin arasında tam bir yıl vardır.
Bunun gibi, çok kişi de Batı Anadolu'nun kurtuluşuyla İstanbul'un kurtuluşu arasındaki farkı bilmez, büyük zaferin hemen ardından İstanbul'un da işgalden kurtulduğunu sanır. Bu ikisinin arasında da bir yıl vardır.
Gazeteci arkadaşların bu çapaçulluğu sürdürmelerini, örneğin 29 Ekim'de Viyana kuşatmasını, 23 Nisan'da Mohaç zaferini, 19 Mayıs'ta da Niğbolu'yu anmalarını bekleriz.

***

İyi oldu, denk düştü, çünkü ben de son günlerde Müderrisoğlu'nun eserini yeniden okuyor, bir punduna nasıl getirsem de şuna bir "çaksam" diye düşünüyordum...
Müderrisoğlu ne yazık ki o dokuz yüz sayfalık kalın kitabını "ilkokul düzeyinde" yazmış. En çiğ cinsinden hamaset yapmış.
Mükemmel bir "kitsch" örneğidir.
Bir söylediğini, herhalde Kemalist okur daha iyi anlasın diye, beş kere tekrarlıyor.
Üstelik, birçok Kemalist gibi "Megalo İdea" deyip duruyor. Şunun "Meghali" olduğunu kendilerine bir türlü öğretemedik.
Genelde İngilizce kaynaklardan yararlandığı için, Prens Andreas'a "Prens Andrew" demekte bir sakınca da görmemiş.
Bu dev eserden, "Türkler'in İstanbul'u 1453 yılında aldıklarını" falan da öğreniyoruz.
Bu arada, sanki siperlerde yanlarındaymış gibi, askerler arasında bol bol hayal ürünü konuşmalar, hamasi nutuklar, kahramanlık "menkıbeleri"...
Roman yazsaydı Abdullah Ziya Kozanoğlu ya da Feridun Fazıl Tülbentçi düzeyine erişecekti... Nihal Atsız bile değil...
Eh, bir ülkede emekli maliye müfettişleri tarihçi olmaya heves ettikleri zaman demek ki bu gibi durumlar ortaya çıkabiliyor.
Yayınevlerinde "editör" denilen görevli bu gibi yanlışları düzeltmek için vardır.
Bilgi Yayınları'nda editör yok.
Ne var? Bol bol Kemalist var.
Zaten bu gibi konularda doğru düzgün kitapları Remzi Kitabevi'nde, dandik eserleri de Bilgi Yayınları'nda bulabilirsiniz.
Ne yazık ki Müderrisoğlu'nun kitabı bu konuda ha deyince bulunabilecek tek kitap. Konuyla ilgili Genelkurmay yayınlarını ara ki bulasın...
O zaman "süzgeçten geçirerek" okuyacaksınız, tekrarları atlayıp geçeceksiniz, ayrıntıları cımbızla çekip çıkaracaksınız, hamşolukların üstünde durmayacaksınız. "Ya sabır" çekip bırakacaksınız. Sinirlenmeyeceksiniz.
Ve de Kemalist "sözde tarihçiliğin" ya da "resmi tarihin" Turgut Özakman gibi, Alptekin Müderrisoğlu gibi Ankara memurlarının elinde kalmış olmasına hayıflanacaksınız.
Merhum Özakman, "Atatürk'ü sinemada ya da televizyonda canlandıracak oyuncunun içkisi, sigarası, kumarı, gece hayatı olmamalıdır" diyordu...
Düzeyleri budur.
Faşist gazetenin yazarlarını hiç saymadım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA