Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

İran’ı konuşmak...

Mesele duygularsa...
Doğrusu, ben de aynı duyguyu taşıyorum...
Kendi başkentinden havalanan yolcu uçağını düşman cruise füzesi sanıp vuranların elinde nükleer bomba olmamalı...
Şimdi bütün dünyanın aklından aynı cümle geçiyor: Ellerindeki nükleer bombayı patlattıktan sonra "çok pardon, yanlışlık oldu" mu diyecekler?
Bizim medya da hiç kaçırmaz bu tökezlemeleri...
Hemen "İran'ın nükleer güç olması engellenmeli" yazıları yazılmaya başlandı.
Pentagon ve Langley'de nasıl ellerini ovuşturuyorlardır, değil mi? Onlarca yıl sürecek bir halkla ilişkiler ve kanaat üretme çabasının elde edebileceği sonucu bir çırpıda elde ediverdiler.

***

Ama 3 Temmuz 1988'i hatırlayın...
Kimse böyle şeyleri aklından bile geçirmemişti.
O gün Bandar Abbas Havaalanı'ndan kalkıp Dubai'ye giden İran Havayolları'na ait Airbus 330 körfez üzerinde uçarken iki Amerikan füzesiyle vurulmuştu.
274 yolcu ve 16 mürettebat.
Uçağı vuran USS Vincennes gemisi komutanları "yolcu uçağını savaş uçağı sandık" demişlerdi.
Olur öyle şey dediler, erken uyarı sistemi yanılttı dediler.
Nitekim gemi komutanı bir yıl sonra Başkan Bush tarafından liyakat nişanıyla taltif edildi.
Çünkü mesele başka!
Son zamanlarda sık sık bu köşede "yalan dünya, yalancı dünya" deyip duruyorum da inanmıyorsunuz!

***

Eğriye eğri, doğruya doğru...
İran'ın bu krizden perişan çıktığını kimse inkar edemez.
Çağın gerçekleri acımasız.
Mesihyanik coşku ve mezhepçi yayılmacılık böyle durumlarda işe yaramıyor.
Bir de şu "İran'ın bin yıllık devlet geleneğini hala sürüyor" iddiasının çözülüşü var.
Bizim pek ünlü, pek medyatik tarihçilerimiz de nedense bu tezi çok sever ve "İran'ın derin devlet kültürü"nü ballandırarak anlatırlar.
Ben tarihe baktığımda böyle bir şey göremiyorum.
Ama daha önemlisi...
Bugünkü haliyle, bırakın İran'da bir devlet geleneğini, "devlet" yok!
Can yakıcı soru şudur: Kasım Süleymani'nin öldürülmesine en çok "içeride" birileri sevinmiş olabilir mi?

***

Peki ne olacak?
Çok şey...
Bölgede bütün dengeler değişiyor.
Artık Ortadoğu'nun dengesi "ortası"na göre değil, Doğu Akdeniz üzerinden belirlenecek.
İran ve Irak için...
Ve bütün bölge için sanki bir "doğum"un arefesindeyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA