Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

‘Her şeyin ardındaki gerçek virüs’

Korona salgınının hayatı alt üst ettiği bir dönemde en revaçta olan küresel yaklaşımlardan biri de 'hegemonik aptallık' teorisi. Bu kurama göre eğer merkez güç aptalsa uluslararası sistem daha istikrarsız ve krize daha açık hale gelir.
Burada küresel merkez güçten kastın ABD olduğu açık. Nitekim korona salgını ile birlikte ABD'nin liderlik ettiği Atlantik İttifakı, Fransızların 'avant la lettre' ile ifade ettiği 'adı henüz konmamış bir yıkımı' yaşıyor.
'Imperium Americana' sarsıldıkça Washington'da siyaseti esir alan neo-faşist dalganın etkisindeki çete savaşları da giderek kızışıyor. Dolayısıyla normları alt üst eden korona krizinin en büyük etkisinin ABD'de görülmesi beklenen bir vakıaydı.
Zira 2016'da Donald Trump'ın iktidara gelişiyle başlayan 'yerelcilerle/küreselciler, neo-liberallerle/neo-faşistler veya atanmışlarla/seçilmişler' diye kategorize edilen siyasi kutuplaşma artarak devam etti.
Şu an ise 3 Kasım'da yapılacak seçimler öncesi koronayı bir koz olarak kullanmak isteyen taraflar arasındaki gerginlik had safhaya ulaşmış durumda.
Kavga büyük. Korona salgını nedeniyle yaklaşık 47 ülkede seçimler ertelendi.
Fakat ABD'de bırakın seçimlerin ertelenmesini kampanya çalışmaları bile askıya alınmadı.

***

ABD'deki savaşın bir tarafında popülizmin yeni kralı Trump liderliğindeki siyonist- evanjelik cephe ile Cumhuriyetçiler yer alıyor.
Diğer tarafta ise George Soros ile sembolize edilen küreselcilerle Demokratlar konumlanmış halde.
Korona öncesi 'azil süreci'nden güçlenerek çıkan Trump, başkanlık seçimlerinin favorisi olarak görünüyordu.
Ancak korona krizini iyi yönetemeyince istihdamda elde ettiği dört yıllık başarı bir buçuk ayda yok oldu. Salgının yol açtığı 27 milyonluk işsiz ordusu ekonomiyi alt üst etti.
Küreselci cephenin saldırılarını yoğunlaştırması üzerine Trump eski stratejisini yeniden devreye sokma kararı aldı. İki ayaklı bu stratejinin ilk ayağı Trump'ın saldırgan karakterine yaslanıyor.
İkinci ayak ise küreselcilere karşı hem içeride hem dışarıda iktisadi ve sosyo-kültürel siyasette ırkçı bir söylemin devreye sokulmasına dayanıyor.

***

Nitekim koronanın yol açtığı tahribat üzerine Trump, demokrat valilere ve onların arkasındaki küreselcilere savaş açmakta tereddüt etmedi.
Bir yandan da virüsün kaynağı konusunda Çin'e yönelik saldırılarını üst bir aşamaya taşıyarak Dünya Sağlık Örgütü'nü de (DSÖ) topa tutmaya başladı.
Ve son olarak da DSÖ'nün küresel aşı çalışmasında ABD'nin yer almayacağını açıkladı.
En büyük endişesi koronanın koltuğuna mal olmasını engellemek olan Trump, son hamlesini Michael Caputo ile yaptı.
Sağlık bakanlığı sözcüsü olarak atanan Caputo, Çin'e ve küreselcilere karşı sınır tanımayan açıklamalarıyla tanınan biri.
Zaten atanır atanmaz Amerikan medyası Caputo'nun daha önce Rothschild ailesi ve Soros'u 'herşeyin ardındaki gerçek virüs' diye nitelemesine geniş yer ayırdı. Caputo'ya göre Soros ve Rothschildler liderliğindeki Demokratların Trump'ı yenme stratejisi yüzbinlerce Amerikalının koronadan ölmesine endeksli.
Öyle görünüyor ki koronanın tetiklediği gelişmeler bizzat ABD'deki bu virüslü sistemin yıkımıyla sonuçlanacak.
Kim ne derse desin Rehberi ABD olan Batı'nın büyü-bozumu hızlandı. Atlantik bloğu kendi tek boyutlu dünyasına her geçen gün daha fazla sıkışacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA