Komşularına ve müttefiklerine savaş açıp iç siyasetini yeniden dizayn eden Amerika'nın asıl endişesi küresel güç haritasında rakip olarak gördüğü Çin'in yaptığı hamleler. Son olarak DeepSeek ile ABD'nin yüksek teknolojideki hâkimiyetini sarsan Çin'in ezber bozan devrimleri devam ediyor.
Bunlardan biri de ABD ile olası bir nükleer savaşta üst düzey yetkilileri ve stratejik silahlarını koruyacak Pentagon'dan on kat daha büyük bir askeri komuta merkezinin inşa edilmesidir. 2024'ün ortalarında inşaatı başlayan merkez, Pekin'e 30 kilometre mesafede. Sığınak delici bombalara karşı dayanıklı şekilde yapılan Çin'in Pentagon'u 5 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor.
Tam da böyle bir dönemde Başkan Donald Trump, ABD anakarası için yeni nesil bir "Demir Kubbe" füze savunma kalkanı inşa etme çağrısında bulundu. İsrail'inkinden çok daha geniş bir kapsama alanına sahip görünen bu kalkan, hipersonik ve kıtalararası balistik füzeleri (ICBM) vurmak için tasarlanıyor.
Rand Corporation'ın yeni raporunda da Çin'in Tayvan işgaline girişerek Ukrayna savaşına benzer bir çatışmayı tetikleyebileceği belirtiliyor. Pentagon'a yakın düşünce kuruluşu Rand, bu senaryoyu ABD için "Pasifik felaketi" diye niteliyor.
***
Baş döndürücü modernizasyona rağmen
askerlik hizmetinin düşük sosyal statüsü ve zorunlu askerliğe dayalı model gibi kültürel engeller Çin'in askeri modernleşmesini daha da karmaşık hâle getiriyor.
Büyük yatırımlara rağmen Çin ordusu dünya standartlarında bir vizyonu karşılamakta zorlanıyor. Ayrıca Çin
savaş tecrübesizliğini aşmak ve hava kuvvetlerini eğitmek için
eski NATO savaş pilotlarını işe aldı. Oysa savaş deneyimi eksikliğini
yüksek teknoloji ve paralı askerlerle kapatmak,
operasyonel ve stratejik avantaj sağlamıyor. Daha köklü kurumsal dönüşümlere ihtiyaç var.
Çin
"silah dumanı olmadan zafer" kazanmak için ekonomi, teknoloji
ve bilgi kartını kullanıyor.
ABD de doğrudan savaş
yerine
teknoloji ve ekonomi silahını sahaya sürüyor.
Ancak Amerika'nın
sofistike mikroçiplere yönelik
ambargosu Çin'in teknolojik
ilerlemesini durduramadı.
Zira Çin yılda
dört milyon mühendislik mezunu veriyor. Bu rakam neredeyse
dünyanın geri kalanının
toplamından daha fazla. Bu
nedenle Çin her zaman en
son
Amerikan yeniliklerini yakalayacak ve geride bırakacak mali ve insani kapasiteye sahip.
***
Dolayısıyla bugün
ABD, SSCB'nin bir zamanlar maruz kaldığı riskle karşı karşıya. Çin modeli,
Francesco Sisci'nin de işaret ettiği gibi 19. yüzyılın
sonlarındaki
Wilhelm Almanyası'na benziyor.
O zamanlar
Almanya önce İngiltere'yi taklit etti, sonra onu aştı ve
"Made in Germany"yi
utanç işaretinden bir kalite
sembolüne dönüştürdü. Aynı
yolu Çin de ABD'ye karşı izliyor.
Ve zamanla Almanya,
İngiltere'den daha eğitimli,
daha güçlü ve daha saldırgan
hale geldi.
ABD şu an düşüş dönemindeki Britanya gibi. Kendini
komşuları ve Avrupa tarafından ihanete uğramış hissediyor ve ittifak sistemini yeniden dizayn etmek istiyor. Trump ancak dünyayı kendi etrafında birleştirirse Çin'i kuşatabilir. Fakat bu çok düşük bir ihtimal.
Zira Çin,
küresel yayılmasını daha da tahkim
edecek yeni adımlar atıyor.
Hâsılı kelam ABD
eğer
Avrupa ve Asya- Pasifik'ten istediği desteği
alamazsa -ki alması çok zor
görünüyor- o zaman
ABDÇin rekabeti savaş yerine küresel bir uzlaşıyla sonuçlanacaktır. Gidişat
bunu gösteriyor.