Efendim, geçtiğimiz günlerde Yahoo'da enteresan bir makaleye rastladım. Evan Marc Katz imzalı makale, 'Erkeğin sizi aramaması için beş sebep' başlığını taşıyordu. Şimdi kıymetli okur, bu tür işleri hiç kaçırmayan medyamız bu enteresan değerlendirmeyi niye atlamış olabilir ki? Ciddi ciddi medyamızda bir kadınlar çetesi olduğundan işkilleniyorum. Özellikle yaşam sayfalarının, haberlerinin başında hep kadınlar var ve bizim münasebetler hususunda muasır medeniyetler seviyesine ulaşmamızı engelliyorlarmış gibi geliyor bana. Neyse efendim, sadece benim paranoyam da olabilir. Ama yine de kadınlardan korkuyorum... Kıymetli okur, lafı değiştireyim, bahis konusu makaleyi kaleme alan Evan Marc Katz kardeşimiz, bir 'buluşma koçu' imiş. (Dating Coach.) Bu Amerikalılar 'Beyaz Gölge'den beri pek çok 'koç' icat ettikleri için şaşırmadım. Bizde de 'ilişki gurusu' İlhan Uçkan var mesela, kendisini her görüşümde soyut bir 'kaçma' hissi yaşıyorum ama olsun. Neticede var o ve ilişkilere guruluk, gurultuluk falan yapıyor... Amerikalı 'buluşma koçu' kardeşimiz ise, daha 'teorik' çalışıyor. Buluştukları kadınları bir daha aramayan erkeklerin, aramama sebeplerini beş başlık altında toplamış mesela. Birincisi, diyor ki Evan kardeşimiz, "Konuşuyorsunuz ama dinlemiyorsunuz!" Ah be abicim, bir de bizim memleketi ziyaret etseydin de 'konuşma' ne demek anlasaydın! "Azıcık dinleyin," diye tüyo veriyor hanımlara. İyi de, bunu yapma kapasiteleri var mı, yok mu, araştırmışlığı yok. Bence hanımları tanıdığı da yok... Benim sınırlı gözlemlerime göre, hanımların sadece küçük bir kısmı ancak dinliyor gibi yapabiliyor, o kadar...
ÇOK HEVESLİ GÖRÜNMEYİN
Amerikalı Evan kardeşimize göre, erkeklerin ilk buluşmadan sonra aramama sebeplerinden ikincisi şuymuş: "Muhabbeti bir terapi aracı olarak kullanıyorsunuz." Bunu izah ederken de, benim tercümeme göre, "Ablacım, gidin eski berbat erkek arkadaşınızla ilgili saçma sapan hikâyelerinizi annenize falan anlatın," diyor. Hayır, hem iç yolculuklarınızla adamları bayıyorsunuz hem de o anda sadece bacaklarınız ya da göğüslerinizle ilgilenen arkadaşın bütün şevkini bombalıyorsunuz, olmuyor... Erkeklerin bir diğer aramama sebebi, 'karşınızdaki erkek konusunda çok hevesli görünmek'miş... Bak, buna katılmıyorum işte. Elbette ben de hemen 'Evlenelim işte birader' moduna giren hanımlardan kaçılması gerektiğini düşünüyorum ama 'heves' dediğin kısım kısımdır. Kendi adıma, karşıma 'hevesli' hanımlar çıksın diye şu İstanbul'un Boğaz'ındaki kayalıklarda gizem adamı mı olmadım, gece kulüplerinde müzik eşliğinde sallanmalara mı kalkışmadım, her şekle girdim. Hevesli hanım en güzel hanımdır yani... Sonra Amerikalı kardeşimiz, "Siyasetten, dinden ve benzeri ağır muhabbetlerden kaçının, yoksa manita sizi bir daha aramaz," demeye getiriyor, dördüncü madde olarak. "Başkan, Birleşmiş Milletler ve Papa hakkında konuşmayın," diyor. Hakikaten, "Papa'nın cübbesini Cemil İpekçi tasarlasın," türünden şakalar dışında, Papa'dan bahseden bir hanımla muhabbet nasıl edilebilir ki? Ya da, misal, "Sıhhatine," deyip kadeh kaldırıyorsun, hanım sana, "Devlet Bahçeli'nin de bağıra bağıra sesi kısıldı ama ülkücüler gidip referandumda 'evet' oyu kullandı," diyor. Al başına belayı!
İLGİ ASLA YETERLİ DEĞİLDİR
Beşinci 'topuklama' maddesi olarak belirtilen hanım davranışı da şu: "Güzel bacım, adamla alakadar olmak yerine onu imtihana çekiyorsun!" Vallahi doğru. Kravat taksam boynuna geçireceğim ve dolayısıyla katil olacağım hanımlarla karşılaştım ben. Öyle sorular soruyorlar ki, "Biz daha o konuyu işlemedik," diye cevap veriyorum. Ya da şöyle: "Ne düşünüyorsun?" "Eşeyli üremeyi!" Amerikalı ve kepçe kulaklı 'koç' arkadaşımızın tabii ki buluşmanın münasebete döndüğü hallere dair de nasihatleri vardır. Kendi adıma fazlası zarar diyerek araştırmadım. Ama bakınız, samimiyetle söylüyorum, bendeniz bile bazı tecrübelere sahibim. Malumunuz bu tiple hızlı bir çapkın olamayacağım açık. Ne var ki, zaman zaman bazı hanımlar bana da alaka gösteriyor. Çözemediğim husus şudur: "Bana vakit ayırmıyorsun. Bana yeterli ilgiyi göstermiyorsun." Evet kıymetli okur, bir hanıma ne kadar ilgi gösterirseniz gösterin, o ilgi asla yeterli değildir. İlişki gurultuları harekete geçse, hazırlanması planlanan yeni anayasa değişikliğine, 'Hanımlara fazla ilgi göstermek anayasal olarak engellenmiştir' ibaresi konsa, erkekler anayasal güvence altına alınsa, süper olmaz mı?