Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR

SAMİ TOSUN

Kızlar yüzünden evlenemiyoruz

Birbirini bıçaklayan kızlar haberini okuduğunuzda ne düşünürsünüz ki? Sonra, Yılmaz Morgül'ü ve dudaklarını nasıl görüyorsunuz?

Bu toplum, Nihat Doğan toplumudur. Yani, Nihat Doğan'ı Karayipler'e götürüp eline bir döner bıçağı verdiğiniz takdirde, palmiye ağacına, "Şerefsiz!" diye saldırır ve siz hiçbir şey diyemezsiniz... Evet, aynen öyle olmuştur, Nihat Doğan palmiye ağacına, "Şerefsiz!" diye saldırmış ve günün en büyük reytingini almıştır! Evet, kıymetli okur, bizim toplumumuz artık böyle bir toplumdur... Palmiye ağacına, okulda defterime, okunmuş yapraklara, sırama, ağaçlara, gölgede değirmene falan döner bıçağıyla saldırabiliriz! Ey özgürlük!
Yo, lütfen, şaka falan yapmıyorum, çok ciddiyim. Haber şu: "Sokakta yürüyen iki kız kardeş ile karşılarından gelen genç kız arasında omuz atma yüzünden tartışma çıktı. Kardeşlerden birini bıçaklayan genç kız kaçtı."
Bu ne, sayın okur? N'oluyoruz? Eskiden bıçkınların semtinde olan 'yan baktın-omuz attın' tartışmaları, kızlar arası rutin bıçaklama hikayesine dönüşmüş ve biz bitmişiz... Bendeniz bir garip Sami Tosun olaraktan, bırakın izdivaç planlamayı, bir hanımla tanışmak istediğim takdirde kabamdan şişlenme ihtimaliyle karşı karşıyayım! Eh, bu durumda sivilceli ve problemli bir tosun olarak yaşamaz mıyım bundan sonraki ömrümü?! Sorumlusu kim? Elbette olaylara önlem almayan devlet! Evlenemiyorum sayın okurlar! Nerede bu devlet!

AÇIKLAMA BEKLİYORUM
Gözüm sürekli Türkiye İstatistik Kurumu'nun üzerinde. Hâlâ 2010 suç istatistiklerini yayınlamadılar.
Aslında bu bir suç! Yani istatistikleri yayınlamama suçu işliyorlar ve suç oranını artırıyorlar.
Bilemiyorum, ne kadar suç işlendi, kim kime omuz atarken bıçaklayarak istatistiği yükseltti. Devletinden istatistik bekleyen bir tosun olarak biçareyim. Evet TÜİK'ten açıklama bekliyorum!..
Biz sıradan vatandaş, bekliyoruz ki, istatistiki olarak suç oranı düşsün. Lakin düşmüyor. Hatta Türkiye İstatistik Kurumu, biz paranoyak vatandaşlarla ilgilenmiyor bile! Biz ne yapıyoruz? Tabii ki marjinal çözümler arıyoruz. Misal, "Yılmaz Morgül bu konuda görevlendirilse, fena mı olur?" diyoruz...
Evet, biliyorum, "Yılmaz Morgül nereden çıktı şimdi?" diyorsunuz. Lakin kendisinin bir caydırıcı etkisi olduğu kesin. Dudaklar yeter sayın okur.
Silikonlu tabir edilen dudaklar bana her zaman caydırıcı nesneler gibi gözükmüştür. Şöyle aralandıkları vakit aralarına düşecekmişim gibi gelir, sesimi keserim. Nitekim Yılmaz Morgül'ün dudaklarını gördüğümde de hep ve giderek artan vaziyette aynı şeyleri hissetmekteyim. Yani Yılmaz Morgül bir üstümüze gelse, ıslah olmaz mıyız? Bence oluruz...

BU DUDAKLAR 17 SENEDİR VAR BENDE
Lakin geçtiğimiz günlerde yıkıldım, örselendim... Kendisi dermiş ki, bu dudaklar bende 17 senedir var! Silikon falan da yok! Yani, silikon montajı iddialarına sert yanıt veriyor. Dudakları silikon yaptırmadığını söylüyor. Sizi bilmem ama, bu konu bende hem suç önleyici bir potansiyel gibi görünürken, hem de serbest çağrışım yaratıyor: Bir nine Gürcistan'da bakır tel toplarken internet kablolarını koparmış, bu arada Ermenistan internetsiz kalmış. Nineye davalar açılmış... Halbuki Yılmaz Morgül 'höt' dese üç gün internete girmem, konu kapanır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.