Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Bankaların ‘batık’ karnesi...

Son günlerde nereye gitsem aynı sorular geliyor: Bankaların kredi riski nedir? Batık kredi oranları artar mı? Hesaplarda görünmeyen yakın izlemedeki kredi stokunun ne kadarı takibe girer?
Malum, kur şokları, faiz arkasından gelen pandemi etkisiyle reel sektör epeyce sıkıntı yaşadı. İşletmesini yaşatmak, istihdamını korumak için borcu borçla kapatan da oldu, yeniden yapılandırmayla kredilerini yüzdüren de ya da şirketine girişim sermayesi fonuyla bankaları ortak eden de...

***

Geçenlerde Merkez Bankası'nın Finansal İstikrar Raporu'nda yakın izlemedeki kredilerin 360 milyar TL olduğu açıklanıp, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kredilerin takibe düşme süresini 180 güne çıkaran kararını hazirana kadar uzatınca konu yeniden alevlendi.
Rakamlara göre, bankaların tahsili gecikmiş alacakları şu anda 151.5 milyar TL seviyesinde... Yakın izlemedeki krediler yani takibe atılmayanlar bunun iki katı, 360 milyar TL... Batık kredilerin oranı sektörde yüzde 4.1 civarında... Yakın izlemedeki kredilerin oranı ise yüzde 9.9 seviyesinde...
Sektörün 13 büyük bankasını incelediğinizde, yakın izlemedeki kredilerinin büyük bölümünün (344 milyar TL) bu finansal kuruluşlarda olduğunu görürsünüz. Bu tutarın 181 milyarı yeniden yapılandırma kapsamında değil. Yeniden yapılandırma gereği sözleşme koşulları değiştirilen kredi tutarı 50 milyar TL, yeniden finansman ise 113 milyar TL...
Tablo bu...

***


Peki risk nedir?
Bankacılar, dünyada aşılamanın artmasının ardından ekonomilerde canlanmanın başlayabileceğini, bunun da ihracat ve turizme olumlu yansıyacağını, riskin azalacağını savunuyor. En kötü durumda dahi yüzde 9 civarında bir takip oranı olabileceğini, bunu da yönetecek güçte olduklarını söylüyorlar.
Tabii, bu, her şeyin süt liman olduğu anlamına gelmiyor.
Zira, bankalar bu kredilere karşılık ayırdığı zaman kârlılıkları azalıyor, kârlılık düştüğünde özkaynak beslenemiyor, bu da kredi kapasitesini zayıflatıyor.
Velhasıl, sorun yok mu var.
Ancak bu 2000'deki gibi bir borç krizini tetikler mi, derseniz.
Sektörün hiçbir oyuncusu riskin o boyuta geleceğini düşünmüyor.
Dolayısıyla, rakamları dikkatle takip edelim ama buradan kriz senaryosu üretmeye çalışanlara da fırsat vermeyelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA