Türkiye'nin en iyi haber sitesi

DİLEK GÜNGÖR

Türkiye Di Pietro’sunu buldu

İsmini duydunuz mu, bilmem. Kendisi İtalya'da 1990'larda meşhur Temiz eller operasyonunu yürüten savcı... "Hiç kimse dokunulmaz değil!" diyerek başladı. Gizli belgeler, para izleri, rüşvet çarklarını ortaya çıkardı. Mafya babası, siyasetçi, spor kulübü başkanı, sanatçı kim varsa herkes hakim önüne çıktı. Hikâye size tanıdık geliyor mu?
Bugün Türkiye'de olan biteni düşünün. Belediyelerdeki rüşvet çarkları, yasa dışı bahisle aklanan paralar, uyuşturucuyu ülkede legalleştirenler... İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ekibi şimdiye kadar dokunulmayanlara dokunuyor. Tıpkı, 1990'ların İtalya'sındaki gibi 'temiz eller' operasyonu toplumun her alanına yayılıyor
Birkaç yıl önce Yılmaz Özdil "Türkiye Di Pietro'sunu arıyor" diyerek bir yazı kaleme almıştı. Sanırım o Di Pietro bulundu...
Bugün Türkiye'de tanık olduğumuz geniş çaplı operasyonları ve yargıdaki hareketliliği anlamak için, 1990'ların İtalya'sını iyi analiz etmek gerek. Şubat 1992, savcı Antonio Di Pietro, Milano'da küçük bir huzurevinin müdürü olan Mario Chiesa'yı rüşvet alırken suçüstü yakaladığında, bunun İtalya'nın "Birinci Cumhuriyet"ini yıkacak bir çığlığa dönüşeceğini kimse tahmin edemezdi. Mani Pulite yani Temiz Eller operasyonu, sadece basit bir yolsuzluk soruşturması değildi. Di Pietro; mafya, siyaset ve iş dünyası arasındaki o meşhur kirli üçgeni hedef aldı. Di Pietro'nun analitik zekası, para hareketlerini takip etme becerisinde yatıyordu. O dönemde İtalya'da kamu ihaleleri için verilen rüşvetler ekonominin kan damarlarını tıkamıştı. Di Pietro; Cosa Nostra gibi köklü mafya ailelerinin, siyasetin en tepesindeki Bettino Craxi ve ilerleyen yıllarda Silvio Berlusconi gibi dev isimlerin finansal ağlarını deşifre etti. Beş binin üzerinde kişinin soruşturulduğu, parlamentonun yarısının zanlı durumuna düştüğü bu dönemde Di Pietro, "parayı takip et" prensibini hukukun merkezine koydu. Mafyanın bahis, uyuşturucu ve ihale yolsuzluklarından kazandığı milyarlarca liretin nasıl aklandığını tek tek raporlayarak İtalyan ekonomisini büyük kötü urdan kurtardı.
Bugün Türkiye, İtalya'nın o dönem yaşadığına benzer bir ekonomik arınma sürecinden geçiyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve üç büyük adliyenin başsavcıları koordinasyonunda yürütülen rüşvet, yasa dışı bahis ve kara para operasyonları, Cumhuriyet tarihinin en büyük adlifinansal hamlesi niteliğinde. Gürlek'in bu süreçteki en stratejik hamlesi de suç örgütlerinin "şah damarı" olarak nitelendirilen ödeme sistemi şirketlerine yönelik gerçekleştirdiği akılcı operasyonlar...
Zira, yasa dışı bahis trafiğinin aktığı lisanssız ödeme kuruluşları ve paravan şirketleri hedef alan bu "cerrahi müdahale", suç ekonomisinin nakit akışını felç etti.
Bana kalırsa, Di Pietro ile Akın Gürlek arasındaki en büyük benzerlik, her ikisinin de suçun sadece polisiye değil, aynı zamanda ekonomik maliyetine odaklanmış olmaları... Di Pietro, rüşvetin İtalyan halkına maliyetini hesaplarken; Gürlek bugün, yasadışı bahisle Türkiye'den yurtdışına çıkan milyarlarca dolarlık döviz çıkışını ve bu paranın terörün finansmanına dönüşme riskini kesiyor.
Şöyle düşünün...
Ekonomi yönetiminin FATF'ın gri listesinden Türkiye'yi çıkarma hamlesi, Akın Gürlek gibi yargı mensuplarının sahada yürüttüğü kara para ile fiili mücadelenin bir meyvesi... Gri listeden beyaz listeye geçiş ve ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı OFAC standartlarına tam uyum, küresel sermayenin Türkiye'ye akışı için de bir pasaport niteliği taşıyor.
Velhasıl, bugün Türkiye'nin GSYH'si 1.3 trilyon dolar sınırına dayanmış durumda. Milli gelirin büyüklüğü kadar kalitesi de önemli. Bu da finansal sistemin ne kadar temiz olduğuyla doğrudan ilintili.
Bu yasadışı bahis ve kara para operasyonlarıyla sistemden ayıklanan her bir milyar dolarlık kirli para yerine üç birimlik nitelikli ve kalıcı yabancı yatırım çekmek mümkün hale gelebilir. Hukuk eliyle yapılan bu köklü sıfırlama, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını tetikler. Dolayısıyla, Akın Gürlek ve beraberindeki yargı gücü bugün Türkiye'nin gri alanlardan kurtulup, küresel finansın güvenli ve şeffaf bir limanı olması için hayati bir görev ifa ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.