Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 81 ilden gelen 207 üniversite öğrencisiyle İstanbul'da buluştu... Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Külliyesi'nde.
Öğrencilerin sorularını yanıtladı... Onlarla sohbet etti.
Ve hep birlikte Ahmet Kaya'dan şarkı dinlediler.

Ahmet Kaya... "Kürtçe plak yapacağım... Kürtçe klip çekeceğim" diye linç edilmek istenen... Ülkeyi terk etmek zorunda kalan... Fransa'da hayatını kaybeden bir sanatçı.
Öyleyse... 81 ilden gelen üniversite öğrencileri... Buluşmayı düzenleyenler... Kameraya alıp TV'lerde yayınlayanlar...
Hepsi... Haydi, Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne!
***
İKİ MAHALLE
Ahmet Kaya... "Benin annemin başı kapalı, kimse açamaz" dediği için...
"Kimse okuduğu şiir yüzünden hapse atılamaz" diyerek cezaevine giren Recep Tayyip Erdoğan'a destek verdiği için...
Soldaki mahalle tarafından taşlanmıştı.
Kürt kimliğiyle övündüğü... Kürtçe şarkı söylediği için...

Sağdaki mahalle tarafından topa tutulmuştu.
Ve sonunda... İsyan etmişti:
"Beni sağcılar sevmez... Beni solcular sevmez... Peki, konserlerime gelen on binler, kasetlerimi alan yüz binler kimler?" Sol mahalle... Sağ mahalle...
Yok aslında birbirinden farkı.
***
ÇİFTE STANDART
Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül gecesinde, "Yeni albümümde Kürtçe şarkı söyleyeceğim, klip yapacağım" diyen Ahmet Kaya'ya çatal fırlatılırken...
"Ben bu ülkeyi seviyorum... Türkiye benim ülkem... Bölünemez" diyen Ahmet Kaya, linç edilirken... "Hain" manşetleri atılırken...
Yasaklara karşı çıkan aydınlar... Özgürlükleri savunanlar... Akademi dünyası... Siyasetçiler... Üç maymunu oynadılar.
Yalan mı?
Dün taşlayanlar, bugün Paris'e gidip mezarına çiçek koyuyorlar.
Alın size çifte standardın daniskası.
***
AHMET KAYA NASIL AKLANDI?
Hakaretlere uğrayan... Hakkında davalar açılan Ahmet Kaya, nasıl aklandı? Mahkeme kararıyla mı? Hayır! Bin kere hayır.
Ne zaman ki... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda sesini yükseltti... 5 Mart 2013... Ahmet Kaya da beraat etti:
"...Merhum Cem Karaca, gurbette mahkûm oldu... Ahmet Kaya, gurbette gözlerini yumdu... Bu insanlar halkın içinden geldiler... Boyunları büküktü, kalpleri kırıktı... Sazları ve sözleriyle isyan ettiler... Bunlar bizim zenginliklerimiz... Neden rahatsız oluyorsunuz?"
***
FIRSAT EŞİTLİĞİ
Adıyaman... Malatya'nın ilçesiydi.
1 Aralık 1954... Demokrat Parti dönemi... Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Adnan Menderes Başbakan... 6418 sayılı kanun... Adıyaman il oldu.
Ahmet Kaya... Annesi Erzurumlu bir Türk. Babası... Adıyaman'ın Çelikhan ilçesinin Yağızatlı köyünden bir Kürt... Sümerbank dokuma fabrikasında çalışan işçi.
Sosyalistlerin... Başı kapalı kadınların... Kürtlerin haklarını savunan Ahmet Kaya... Beş kardeşin en küçüğü.
Yoksulluk içinde büyüyen Ahmet Kaya, günün birinde, kasetleri yüz binler satan bir sanatçı olabiliyorsa... Cumhuriyet... Fırsat eşitliği sayesinde. Ama... Değil mi ki o bir Kürt... Öyleyse... Vur abalıya.
***
AJDA PEKKAN DA OLSAYDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve üniversiteli gençler, Ahmet Kaya'nın söylediği şarkıyı dinlerken... Erdoğan... Dinlemenin yanı sıra... Şarkıya eşlik ederken...

Düşündüm... Bekledim ki... Sıra Ajda Pekkan'a gelsin... Onun da bir şarkısı dinlensin.
Ayda Pekkan... Bir zamanlar Şiwan Perver'in Keçe Kurdan (Kürt kızı) şarkısını okumuştu.
Alkışlanmıştı... Büyük sükse yapmıştı. Ama sonra... Bu şarkı mahkeme kararıyla yasaklanmıştı.
***
BİRAZ DA TEBESSÜM
Ahmet Kaya'dan söz etmişken... Yaşanmış bir olay... Güleceksiniz.
O henüz öğrenciyken... Okuldaki bir kızla arkadaşlık kurmak ister... Ama kız mesafelidir.
Bir gün dayanamaz... Kıza yaklaşır:
- Benden uzak duruyorsun. Beş dakika seninle konuşmak istiyorum.
Kızın tepkisi... "Rica ederim." Ahmet Kaya bozulur... Rica ederim ne demek? Bilmiyor ki... Kızın hakaret ettiğini zanneder.
Ve o da bir tepki verir: "Ben de rica ederim."
***
UNUTMADIĞIM BİR SÖZ
Osman Bölükbaşı (1913-2002)... Bir dönemin, "Anadolu fırtınasıydı."
Bana söylediği bir söz var... Hiç unutmadım: "Biz, adamı kâfir diye asarız... Sonra da şehit diye namazını kılarız."

Adnan Menderes'in idamı... Süleyman Demirel'in sürgüne yollanması... Bülent Ecevit'in hapse atılması... Alparslan Türkeş'in idamla yargılanması... Necmettin Erbakan'ın davalarla boğuşması...
Ahmet Kaya'nın önce yerin dibine batırılıp sonra göklere çıkarılması...
Bana, rahmetli dostum Osman Bölükbaşı'nın sözünü hatırlatır.
***
TEK YOL... DEMOKRASİ
Numan Esin... 27 Mayıs askeri darbesinin lider kadrosu (Milli Birlik Komitesi) üyelerinden.
Darbeden sonra arkadaşlarıyla Yassıada'ya gider... Adnan Menderes'le buluşur.
Sonrası... Numan Esin'in ağzından:

Kendisiyle bir buçuk saat konuştum... Çok faydalı bir konuşma oldu.
O da rahatladı... Bir sigara ikram ettik.
Daha sonra birçok meseleyi bizimle tartıştı... Onlardan biri Güneydoğu... Kürt sorunuydu.
Adnan Menderes, Kürt sorununun demokrasi içinde açık seçik çözüleceğini söylüyordu.
***
TURGUT ÖZAL 14 EKİM 1991
Kelimesi kelimesine... Aynen şunları söylemişti: "Kürt meselesini mutlaka çözeceğim... Bu benim milletime yapacağım son hizmetim olacak."

Özal da tıpkı Menderes gibi, "Demokrasi içinde çözüm" diyordu.
Ama... Olmadı... Cumhurbaşkanı iken sizlere ömür.
***
UZUN SÖZÜN KISASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 207 üniversite öğrencisinin buluşmasını izlerken... Aklımızdan neler geçti neler.
10 yıl öncesine gittik... 2015'e... Aylardan yine aralık.
Diyarbakır'da... Toplu açılış töreni vardı. Kürsüde... Başbakan Erdoğan:
"Ahmet Kaya... Ben Pınarhisar'a, cezaevine giderken o da uğurlamaya gelmişti...
O yaralı bir yük treniydi... Ah keşke o da burada olsaydı."
Noktayı koyma zamanı... Uzun sözün kısası...
Hazreti Mevlana ne diyordu, hatırlayalım: "Dün dünde kaldı cancağızım... Bugün yeni şeyler söylemek lazım."
Yeni şeyler... Terörsüz Türkiye... Yüce Meclis'te çözüm.