Günümüzün en çok kazanan şarkıcısı Taylor Swift'in iki yıl boyunca süren 149 konserin gerçekleştiği Eras dünya turu, sadece bilet satışlarından 2,2 milyar dolar kazandırmıştı.
Eras Tour ilk altı ay içinde sadece ABD'de 5 milyar dolarlık tüketici harcaması yaratmıştı.
Bu gelirin bir de dünya ayağı var!
Örneğin Birleşik Krallık'ta yapılan hesaplamalara göre, Eras konserleri ülke ekonomisine 1,2 milyar dolar katkı sağladı.
Bu ekonomik canlanma, 'Swiftonomics' olarak adlandırılan bir fenomenle açıklanıyor.
Meseleye bu açıdan yaklaşınca ünlü sunucu Trevor Noah'ın önceki gece Grammy Ödülleri töreninde Taylor Swift'in ABD ekonomisine olan katkıyla ilgili yaptığı espri bizim için de daha çok önem kazandı:
"Taylor Swift sayesinde, Türkiye'ye saç ektirmeye giden insanlardan daha fazla Amerikalı seyahat etti." Görüyorsunuz dünyada olmadığımız masa yok! 'Saç ektirme', 'Gramy' ve 'Taylor Swift'in aynı cümle içinde geçmesi bile garipken, bu espriden en şanslı Türkiye çıktı diyebiliriz.
Balkonlara asalım bayrakları.
Şaka bir yana Türkiye saç ekiminde dünyada bir numara. Bizim kadar uygun fiyata kaliteli saç ekimi hizmeti sunan bir ülke yok. Yani Noah'ın esprisi aynı zamanda sektörel bir gerçek!
Sadece saç ekimi değil! Estetik cerrahiden diş sağlığına, organ naklinden tüp bebek tedavisi ve göz sağlığına kadar birçok alanda Türkiye sağlık turizminde çok ileride.
Sağlık turistleri, ülkemizde kişi başına ortalama 5-10 bin dolar harcıyor.
Geçtiğimiz yıl sağlık turizmi geliri 10 milyar dolara ulaştı.
Özetle milyonlarca insanın izlediği Grammy töreninde Noah'ın esprisi, hem neden sağlık turizminde zirvede olduğumuzu gösterdi hem de değerli gizli bir reklama dönüştü.
Zaten İstanbul'da saç ektirmiş 'çim kafa' çok görüyorduk, bu espriden sonra 'çim kafa'larda patlama yaşanır!
***
UKRAYNALI ASKERİN SON ARAMALARI
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda hayatını kaybeden bir Ukraynalı askerin cep telefonundaki Google aramaları ortaya çıktı.
Askerin son aramaları şöyle:
"Trump savaşı ne zaman bitirecek?", "Bu savaş ne zaman bitecek?", "Trump savaşı bitirecek mi?"...
İşte savaş böyle acı bir şey.
Öyle klavye başında askercilik oynamaya, kahramanlık taslamaya benzemez!
Savaş aynı zamanda yağmur gibi yağan bombaların ve kurşunların altında bir hayatta kalma mücadelesi.
Bu olay bana II. Dünya Savaşı sırasında bir ekmek kuyruğunda kendisine "Paşam bizi ekmeksiz bıraktın" diyen bir çocuğa İsmet İnönü'nün "Evet, sizi ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım" sözünü hatırlattı.
***
KRİPTO PARA ÇÖP OLUR MU?
İnsanlar var olduğundan beri bir şey üretip karşılığında bir şey alır. Para icat edilmeden önce üretilen şey, takasla, altınla vs. değer kazanırdı. Paranın icadından sonra da değer belirleme sorunu çözüldü.
Kripto paraların neyin karşılığı olduğunu ve dijital madenciliği ise anlamış değilim.
Ama herkesin kripto para üretebileceğini biliyorum. Çünkü kripto para bir şeyin karşılığı değil, arkasında ne var belli değil.
Elbette konunun uzmanı değilim, finansçılar meseleyi daha iyi anlatır.
Örneğin geçtiğimiz günlerde tam da kripto para piyasalarında büyük bir çöküş yaşanırken modern finansın babası, Nobel Ödüllü iktisatçı Eugene Fama, kripto paraların gerçek değerlerinin olmadığını, bunun da para teorisine ters olduğunu ve gelecek 10 yıl içerisinde çöp olacaklarını söyledi.
Fama kripto paraların varlıklarını korumaları hâlinde para teorisinin baştan yazılması gerekeceğini belirtti.
Peki, kripto paralar için Lidyalıların parayı icat ettiği MÖ 7. yüzyıldan beri kullanılan para teorisi baştan yazılır mı?
***
YALISINI SATABİLİR!
Sezen Aksu'nun Boğaz'daki yalısının önünden tekneyle geçen bir hayranı yüksek sesle "Yalnızca Sitem" şarkısını açmış. O esnada balkonda olan Aksu, hayranına el sallayarak karşılık vermiş.
Buna benzer olaylar ara ara yaşanıyor.
Yalnız bu olayın videosu sosyal medyada ilgi gördü. Bundan sonra canı sıkılan, sosyal medyada etkileşim kasmak isteyen herkes Aksu'nun yalısının önüne tekne çekip müzik yayını yapabilir. Aksu da çok sevdiği yalısını satmak ya da kiraya vermek zorunda kalabilir.
Boğaz'da yalı sahibi olmanın böyle dertleri de var işte.
***
TERTEMİZ BİR MAÇ VE GALİBİYET
Fenerbahçe-Rizespor maçıyla ilgili Galatasaray kulübünden özetle şöyle bir açıklama geldi:
"...Ağızlarından hakkı hukuku hiçbir zaman düşürmeyen ama kazanmak için gerek geçmişte gerekse bugün, her türlü yola başvurmaktan çekinmeyen bu hırsızlar, sahada rakiplerinin emeğini çalmaya devam ettiler. Onlar için yabancı VAR, futbola adalet getirmek için değil; istedikleri ayrıcalığı sağlamak, haksız kararları vermek için var..."
Böylesine sert bir açıklama için sahada tam bir hakem faciası yaşanması, haksız yere iki-üç penaltı, kırmızı kart falan çıkması gerekir herhalde.
Oysa maçta Fenerbahçe'nin 10'u isabetli olmak üzere 36 şutu, Rize'nin ise dördü isabetli altı şutu var.
FB'nin gol beklentisi 4.40, Rize'nin 0.32.
FB'nin iki golü iptal edilmiş, dört şutu direkten dönmüş ama Galatasaray, FB'yi hırsızlıkla suçluyor! "Bu yüzdeler kırmızı kartlardan sonra yüksek çıktı" diyorsanız, dün birçok hakem yorumcusu iki kırmızı kartın ve FB lehine verilen penaltının doğru olduğunu söyledi.
Rizeli Rachid Ghezzal da küfür ettiği için kırmızı kart yediğini sosyal medyadan açıkladı.
Tertemiz bir maç ve galibiyet. Ancak Galatasaray ortalığı yangın yerine çeviriyor!
İnanılır gibi değil!
Açıklamada yabancı VAR'ın istenmemesi her şeyi özetliyor aslında!
Futbolda adalet için sahada da yabancı hakem olmalı!
***
Altyazı
"Eğer öldükten sonra insanların seni ne kadar çabuk unutacağını bilseydin, hayatını başkalarını memnun etmeye çalışarak geçirmezdin." (Kardeşler)