Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAİT GÜRSOY

Depremin yaralarını eğitim ile saracağız

Kahramanmaraş ve çevresini etkileyen depremin yaraları milletimizin gösterdiği büyük dayanışmayla sarılmaya çalışılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), deprem felaketinin ilk anından itibaren aldığı hızlı kararlarla öğrenci, öğretmen ve velilerimizin yanında oldu. 10 ilde ikinci dönemin tamamında tüm kademelerde devam şartı aranmayacak. LGS sadece 8'inci sınıfın 1. dönem konularından yapılacak. YKS'de ise 12. sınıfın 2. dönem konuları sınava dahil edilmeyecek. Deprem bölgesinde ders ücreti karşılığı çalışan öğretmenlerimizin ve usta öğreticilerimizin de ücretleri ödenecek. Depremde etkilenen 10 ilimizde okullarda eğitim görmekte olan öğrencilerimiz istedikleri okullara nakillerini yapabilecekler. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve MEB ekibi, depremin ilk gününden itibaren alanda vatandaşlarımızın yanında oldular. Eğitim camiası depremin yaralarını sarmak için seferber oldu. 7 binden fazla öğretmen sahada gönüllü görev yapıyor. Bölgedeki resmi ve özel okullarda 450 binden fazla depremzede konaklıyor. Deprem mağduru öğrencilerimiz, ülke genelinde özel öğretim kurumlarımıza davet edildi.
Depremler travmaya yol açabilir. Travma sonrası stres bozukluğu tedavi edilmeli. Ruhsal yaralar da, bedensel yaralar kadar önemli.

DEPREM EĞİTİMİ VERİLMELİ
Kriz yönetimi, bütün öğrenci seviyeleri için, deprem konulu derslerin eğitim- öğretim döneminde tüm personeli kapsayacak şekilde tatbikatlarla yapılmalı. PDR uzmanları tarafından hazırlanan deprem sonrası öğrencilerin yaşayabilecekleri psikolojik süreçlerle ilgili olarak, PDR bölümü tarafından, okul personeline yönelik olarak, öğrencilerle sınıflarda yapılacak çalışmalar ve nasıl bir tutum sergileyecekleri ile tahliye durumunda toplanma alanlarında davranışlar konusunda eğitim verilmeli. Deprem sonrası eğitim sürecinde depremin yaşandığı bölgelerde, ders zilinin çalmasıyla birlikte tüm okullarda öğrencilere yönelik bir psikoeğitim programı uygulanmalı.
Öğrencilerimizle deprem konusunu doğru ve açık yüreklilikle konuşmalıyız. Yaşadıklarının doğal olduğunu ve herkesin başına gelebileceğini belirtmeliyiz. En önemlisi daima yanlarında olduğumuzu göstermeliyiz. Hatta okullarımızda deprem denetleme raporunu görülen bir yere asarak onları rahatlatmalıyız.
Ülkemizde deprem bilincini oluşturmak için, depreme duyarlılık çalışmalarını hayata geçirmeliyiz. Olası depremlerden en az etkilenip can ve mal kaybını en aza indirmenin etkili yolu, tüm toplumda deprem bilincini oluşturmaktan geçiyor. Bunun en temel aracı ise, insanlarımızın eğitilmesidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA