Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Evrakta tahrifat var mı?

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, savcıları "evrakta tahrifat yapmakla" suçlamıştı. Onun iddiasına göre, 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nden, sadece kişilerin malvarlığına ya da şirketlerdeki ortaklık paylarına tedbir konulması kararı çıkmıştı. Şirketlerin malvarlığına tedbir uygulanması isteği ise reddedilmişti. Buna rağmen savcılar, "ret bölümünün üzerini kapayarak" kararı Tapu Sicil memurluklarına göndermişti.
Peki bu iddia ne ölçüde doğru? Ya da savcılar kendilerini savunurken ne diyor?
Önce 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin, savcıların talebini reddetme gerekçesine bakalım:
"Bu kişilerin ortağı oldukları şirketlerin varlık ve değerlerine el konulması talebi, -ortağı bulundukları şirketlerdeki ortaklık paylarına el koyma kararı verildiğinden- reddedilmiştir."
Savcıların yorumuna göre, Ticaret Hukuku, ortaklık payına el konulan kişilerin, şirketin malvarlığı üzerindeki her türlü tasarrufunu zaten önlüyor. 4 şüpheli, bu şirketlerin -% 100'e yakın- büyük çoğunluğuna sahip. Bu durumda, o şirketin malvarlığı üzerinde kim, nasıl tasarrufta bulunacak? 3. Sulh Ceza Mahkemesi hâkimi de, talebi reddederken, "ortaklık payına el konulmasını" gerekçe gösteriyor. Kaldı ki, şüphelilere ait taşınmazlara tedbir konulmuşken ve böylece bu malların elden çıkarılması önlenirken, aynı kişilerin ortaklık yoluyla sahip oldukları şirketin gayrimenkullerini satması ya da devretmesinin önlenmemesi beklenemez.
İşin başka yönleri de var. Mahkeme kararının bir kısmının üzerini örterek Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gönderen, sadece savcılardan biri, Nadi Türkaslan. Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren'in bunda bir dahli yok. Hatta, o işlemden sonra savcılar, bütün talimatların 3 imzayla gönderilmesi kararını alıyorlar. Nadi Türkaslan, mahkeme kararının üzerini kısmen kapatarak, 2.6.2009'da Tapu Sicil müdürlüklerine Tedbir İnfaz Talebi Müzekkeresi'ni gönderiyor. O tarihten sonra, üzerinde herhangi bir kapatma yapılmaksızın, mahkeme karar suretleri de ilgili makamlara yollanıyor; buna rağmen, tedbirlerin infazının yapıldığı görülüyor.
Bir başka husus da şu: Şirket gayrimenkullerinin bazılarının üzerinde tedbir olmasına rağmen, ortaklık paylarına el konulan şüpheliler, Ticaret Sicil memurluklarından, alım/satım için yetki belgesi alamamıştır. Bu da, ortaklık payına konulan tedbirin bir sonucu olarak görülmelidir.
Demek, 1) Adalet Bakanı'nın "evrakta tahrifat" gibi değerlendirdiği işlemi, sadece Nadi Türkaslan yapmış. 2) Mahkeme kararının bir yorumuna göre, ortaklık payına el konulması, zaten şirketlerin malvarlıklarının alım/satımını engelliyor. 3) Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren isimli savcıların yaptığı, sadece, şüphelilerin avukatının, şirketlerin bazı malvarlıkları üzerindeki tedbirin kaldırılmasını reddetmekten ibaret. Buna karşı, HSYK başvurmak yerine, pekâlâ, önce Sulh Ceza, sonra da Asliye Ceza mahkemelerine müracaat edilebilirdi.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA