Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Dedem bienale gittim diye seviniyor

Bu yıl 16'ncısı düzenlenen Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi'ne Türkiye, bir eserle katılabilirdi ama öyle olmadı yani pavyonu dolaşanlar alışılagelmiş bir sergi içeriği bulamayacak. Koordinasyonunu İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın (İKSV) yürüttüğü Türkiye Pavyonu'nda sanatın demokratikleşmesine tanıklık ediyoruz. Çünkü bu mekanda Kerem Piker'in küratörlüğünde başlayan ve merkeze mimarlık öğrencilerinin konduğu Vardiya Projesi var. Yani pavyonda Mardin'den, Gaziantep'ten, Adana'dan da İstanbul, Ankara, ABD, Fransa, İtalya, İngiltere'den de lisans ve yüksek lisans mimarlık öğrencileri var.
Türkiye'nin 40 yaş altı parlak mimarlarından Kerem Piker, nefret söyleminin arttığı, herkesin giderek ayrıştığı bir dönemde müthiş birleştirici bir projeyle karşımıza çıktı. Piker yola çıkış noktasını anlatırken ilginç bir noktayı da gündeme taşıyor:
"Buradaki öğrenciler dünya mimarlık kültürünün bir parçası. Birlikte düşünüyorlar. Bu, kendi bulundukları coğrafyanın değerlerinden koptular anlamına gelmiyor. Burada bir şeyleri göstermek için değil, birlikte konuşmak için varız" diyor.
İKSV'den Ayşe Bulutgil ve Tuna Ortaylı ile pavyonu dolaşırken, Piker'den ilginç bir de anekdot dinliyoruz. Venedik Bienali'ne seçilen öğrencilerden biri, radyo programına konuk olmuş. "Benim dedem bienal nedir bilmezken, şimdi 'torunum bienale gitti' diye anlatıyor" diyerek Venedik'te olmanın kendisi için ne anlama geldiğini anlatmış. Piker, seçilen öğrenciler arasında hayatında ilk kez uçağa binen ve yurtdışına çıkan öğrencilerin olduğunu söylüyor ve bienalin bu gençlere ulaşılır olmasının bir eser sergilemekten çok daha anlamlı olduğunu vurguluyor.
"Bienal ne için ve kimin için var? Ne işe yarar" sorularına 1 dakikalık video ile cevap veren ve güzel bir portfolyo hazırlayan gençler arasından seçilen 16 ülkeden 122 mimarlık öğrencisi, 25 Kasım'a kadar Venedik'e gelerek, 10'ar kişilik vardiyalar halinde birer haftayı Türkiye Pavyonu'nda geçirmeye başladı. Yani bu kez Schüco Türkiye ve Vitra'nın eş sponsorluğunda gerçekleşen pavyon alışılagelmiş bir sergi mekânı değil. Yelken kumaşından oluşturulan pavyondaki 13 atölyede, öğrenciler farklı temalar etrafında birlikte düşünüyor, üretiyor. Kimi film yapıyor, kimi de ensatalayon... Dünyanın önde gelen mimarlarıyla buluşma imkânına kavuşuyor.
Venedik Mimarlık Bienali'nin bu yılki teması 'Serbestmekan/ Freespace' ve küratör Piker, genç mimar adaylarını çok uzaktan bienale seyirci kalmak yerine, onları merkeze yerleştirmeyi seçerek bambaşka bir boyuta taşımış. İyi ki İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın girişimi ve 21 Türk destekçinin güç birliğiyle, Venedik Bienali'nde 20 yıllığına kiralanan uzun süreli bir mekanımız oldu. Bu sayede Türkiye, kültür ve sanatın kalbinde müthiş projelerle ülkenin güzel bir tanıtımını yapıyor.
Venedik'teki bienalin paralel etkinlikleri arasında en ilginci de Vatikan'ın sergisi. Norman Foster gibi dünyaca ünlü mimarlarında aralarında bulunduğu 10 mimarın tasarladığı birbirinden çarpıcı şapellerle Vatikan epey isminden söz ettiriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA