Dün, gün boyu aynı soru ile karşılaştık: "Piyasada neler oluyor?"
Türkiye ekonomi tarihini bilenler, özellikle 1990'ların ortalarından bu yana süreçleri yakından izleyenler, zorlu soruların cevaplarını bulabiliyorlar. Biz, yine de Ankara perspektifinden olup bitenleri özetlemeye çalışalım...
Her şeyden önce kur ataklarının tek bir nedeni yok. Gerek içeride biriktirilen gerekse dışarıdan taşan pek çok faktörün dar bir zaman aralığına sıkıştığı bir gerçek. Ki bugün benzeri oyunla karşı karşıyayız.
Tabloya, dışarıdan baktığımızda...
Türkiye, Rusya ve İran'ın kur hareketleri üzerinden şoklanması bir sürpriz olabilir mi? Tabii ki hayır. Türkiye'ye, Suriye denklemini çözmek üzere Rusya ve İran'la verdiği fotoğrafın faturası ödettirilmek isteniyor.
ABD Merkez Bankası'nın faiz artırım kararlarından etkilenen küresel sermayenin yön değiştirme sinyallerini, Çin-ABD ekseninde başlayıp tüm dünyaya yayılması muhtemel ticaret savaşlarını, Suriye sahasındaki jeopolitik riskleri, petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü eğilimleri dikkate aldığınızda, döviz fiyatlarının baskı altında olduğu apaçık ortaya çıkıyor.
Ekonomi yönetiminde ilk ağızdan yapılacak açıklamaların itibari gücü, enflasyonun tek haneye indirilmesi iradesi, cari açığın bilhassa altın hariç yönetilebilir düzeyde tutulduğunun ilanı bu aşamada hem gerekli hem de önemli.
Türbülanslı dönemlerin aşılması için, deneyim ve birikim piyasalara mutlaka yansıtılmalı. Bunun reçetesi de belli.