Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

Hayvanlar ve fiber optik kablolarla deprem uyarısı

Fiber optik kabloların algılama teknolojisi, evcil ve çiftlik hayvanlarının davranış değişiklikleri, deprem öncesi bir kaç saniye kazanmak için yeterli bilgi verebilir mi? Bilim insanları tüm bu çalışmalar için çaba harcıyor

Muğla'nın Fethiye ilçesi, 24 Nisan 1957 tarihinde 6.2 şiddetinde sarsılmış ve 25 saniye süren depremde ilçedeki binaların büyük bölümü yıkılmıştı. Fethiye'yi yerle bir eden depremde ölü sayısı resmi kayıtlara 19 olarak geçti. Ölü sayısının az olmasında Kaymakam Kamil Nezih Okuş'un halkı uyarması etkili oldu. Okuş, belediye hopörlerinden yaptığı duyuru ile vatandaşları evlerine girmemeleri konusunda uyarmış aynı günün gecesinde deprem olmuştu. Peki büyük depremler öncesi tahminde bulunmak mümkün mü?



KİMSE DEPREMİ KESİN BİLEMEZ
Ne deprem bilimi konusunda uzmanlaşmış merkezler, ne de diğer bilim insanları büyük bir depremi tahmin etmez. Türkiye'de ve dünyada bilim insanları, yalnızca belirli bir alanda belirli bir yıl içinde önemli bir deprem meydana gelme olasılığını hesaplayabilirler. Önemli bazı tezler üzerinden tahminlerini söylerler. Son yıllarda bilim adamları, sismometrelerin uyarılarını doğrudan insanların telefonlarına gönderdiği erken deprem uyarı sistemlerini geliştirmede ilerleme kaydetti. O alarm depremden günler veya saatler önce değil saniyeler önce gelir. Gezegenin sismik saldırıları ne yazık ki bilim adamlarının çok önceden uyarıda bulunması için çok ani... Yine de yeni bir teknik, bir gün bu erken uyarı sistemlerini güçlendirebilir ve insanlara gelen depremlere hazırlanmaları için fazladan zaman sağlayabilir. Yine de bir kişinin merkez üssüne ne kadar yakın olduğuna bağlı olarak birkaç saniye kazanmasını sağlayabilir. Buna DAS (Dağıtılmış akustik algılama- Distributed Acoustic Sensing) denir. Alan henüz emekleme aşamasında olmasına rağmen, DAS, sismik dalgaları tespit etmek için genişleyen, ultra hassas bir ağ olarak ayaklarımızın altına gömülü fiber optik kablolardan yararlanabilir. Bu kablolar telekomünikasyon için kullanılır, ancak depremleri ve volkanik patlamaları algılamak için yeniden kullanılabilirler. Çünkü yerin hareketi kablodan geçen ışığı hafifçe bozarak belirgin bir sinyal oluşturur.



HAYVANLAR YERALTI KULAĞIMIZ OLABİLİR
Önemli bir depremden önceki olağan dışı hayvan davranışlarına dair elimizdeki en eski referans, MÖ 373'teki Yunanistan'da yaşanıyor. Sıçanlar, gelincikler, yılanlar ve kırkayaklar, yıkıcı bir depremden birkaç gün önce evlerini terk edip güvenliğe doğru yola çıktığı ifade ediliyor. Bir depremden haftalar veya saniyeler önce herhangi bir yerde tuhaf davranışlar sergileyen hayvanlar, balıklar, kuşlar, sürüngenler ve böceklere dair çok sayıda anekdot niteliğinde kanıt var. Bununla birlikte, sismik olaylardan önce tutarlı ve güvenilir davranış ve bunun nasıl çalışabileceğini açıklayan bir mekanizma hâlâ elimizden kaçıyor. Bu gizemi araştıran bilim adamlarının hepsi olmasa da çoğu Çin veya Japonya'da. Arizona Üniversitesi ve Washington Universitesi'nde görev yapan Emre Toker, geçtiğimiz günlerde hem sosyal medya hesabından hem de sivil toplum örgütlerinin buluştuğu Depremathon online toplantısında evcil ve çiftlik hayvanlarının davranışlarını gözlemleyerek depremi önceden haber alacağımız uygulama için çalışmaya başladığını açıkladı. Emre Toker gönüllü çalışmanın sebebini şöyle açıkladı: "Türkiye'de çok büyük bir yıkım yaşandı. İstanbul'da büyük bir deprem bekleniyor. İnsanların yaşamını değiştirmesi hem uzun zaman alacak hem de büyük bir maliyet oluşacak. Bizim hızlı, güvenilir ve düşük maliyetli bir çözüme ihtiyacımız va.r Evcil ve çiftlik hayvanların nasıl davrandığını ölçmek için bir uygulama yapmayı istiyoruz. Deprem öncesi bir hafta önceden hayvanların tedirgin oldukları ve süt veren hayvanların az süt verdiği gibi durumlar görülmüştü. Böyle bir uygulama ile depremi tahmin edebiliriz. Yanılma payını ve kötü niyetli bildirimleri azaltmak için veri toplanan nokta sayısı artırılabilir" diyerek gönüllü çalışmasına destek verecek olanlara çağrı yapıyor. Hayvanlarla uzun süredir evini paylaşan, sokak hayvanlarıyla uzun süre gönüllü ilgilenen veya uzun süredir çiftlik hayvanlarına bakanların indireceği uygulamalar depremleri önceden haber almamızı sağlar mı? Hep beraber göreceğiz. Komplo teorilerine zaman ayırıp paylaşmak yerine böylesi gönüllü çabalara destek sağlamak en iyisi.



YANARDAĞLARDA VE DEPREMDE KULLANILIYOR
DAS depremleri tahmin edemez; sadece erken sarsıntıları algılar. İtalya'nın Etna Dağı'ndaki volkanik aktiviteyi tespit etmek için DAS'ı kullanan Alman Yerbilimleri Araştırma Merkezi'nden yerbilimci Philippe Jousset, "İster sismometre, ister fiber optik kablo olsun, herhangi bir sistem, sensörde meydana gelmeden önce nesneleri algılayamaz. Erken tespit edebilmemiz için sensörü bir kaynağa mümkün olduğunca yakın tutmalıyız. Her yerde bir sürü kablo var. Yani hepsini aynı anda izleyebilseydik, bir şey olur olmaz bilgi alırdık" diyerek yaptıkları çalışmaları özetliyor. Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırması'nın ShakeAlert'i gibi mevcut deprem erken uyarı sistemleri, sismik dalgaların farklı hızlarından yararlanmak için sismometreler kullanıyor. ShakeAlert, California, Oregon ve Washington'da yaklaşık bin 400 sismik istasyondan oluşuyor ve yaklaşık 300 tane daha eklemeyi planlıyor. Bunlar, yoldaki daha zararlı S dalgaları ve yüzey dalgaları hakkında önceden uyarı veren hızlı hareket eden P dalgalarını izliyor. Bir deprem olursa ve en az dört ayrı istasyon olayı algılarsa, bu sinyal bir veri merkezine gönderiliyor. Sistemin algoritmaları, sarsıntının 5'in üzerinde olacağını belirlerse, bölge sakinlerinin cep telefonlarına acil durum uyarısı gönderilecek.Tam tepesindeyseler, titrediklerini hissetmeden önce uyarıyı almak için yeterli zaman yoktur. Bunu bir fırtına gibi düşünün: Şimşeğe ne kadar yakınsanız, gök gürültüsünü o kadar çabuk duyarsınız. DAS, ShakeAlert ile aynı prensipte çalışır, yalnızca P dalgalarını izleyen sismometreler yerine çok geniş fiber optik kablolar kullanır. Bilim adamları, kullanılmayan kablolara sorgulayıcı adı verilen bir cihaz takma yetkisi alabilirler. Bu cihaz, tel boyunca lazer darbeleri gönderiyor ve fiber bozulduğunda geri dönen küçük ışık parçacıklarını analiz ediyor. Bilim adamları ışık hızını bildikleri için, sinyalin sorgulayıcıya geri dönmesi için geçen süreye bağlı olarak bozulmaları tam olarak belirleyebiliyor.



ŞARJ ETMEDEN GÜNLERCE SPOR ARKADAŞI OLUYOR
Akıllı saatlerde pil ömrü ve kullanım zorlukları ilk akla gelen sorunlar arasında... Xiaomi Watch S1 Pro ise klasik saat tasarımı ve çağdaş akıllı saat teknolojisi arasındaki mükemmel birleşimin bir örneği... Bu saat, 1.47 inç AMOLED ekrana, döndürülebilir kurma koluna ve çizilmelere karşı dayanıklı safir kristal cama sahip. Saatin kahverengi deri kayışlı gümüş kasa ve siyah flor kauçuk kayışlı siyah kasa olmak üzere iki farklı renk seçeneği bulunuyor. Her zevke uygun 100'den fazla kadran alternatifi ile saati özelleştirebiliyorsunuz. Türk Telekom mağazalarında; ürünleri deneyimleme ve satış asistanlarından bilgi alma şansı sunuluyor. Ayrıca, gelişmiş senkronizasyon özellikleri, cihazlar arasında bildirim alma süresindeki gecikmeyi ortadan kaldırarak sorunsuz ve zahmetsiz bir kullanıcı deneyimi sağlıyor. Saat, aynı zamanda Xiaomi akıllı telefonlara özel eşleştirmeyi kolaylaştıran ve kurulum sürecini basitleştiren özelliklere sahip. Xiaomi Watch S1 Pro, 100'ün üzerinde spor aktivitesini takip edebiliyor ve bunlar hakkında gerçek zamanlı bilgi sağlıyor. Koşu aktivitesi yapanlar için 10 özel program, yeni başlayanlar için koşu ve yürüyüş kombinasyonları veya yağ yakma ya da dayanıklılık odaklı antrenman, kalp ve akciğer sağlığını güçlendiren aralıklı antrenman dahil olmak üzere çeşitli fitness ihtiyaçlarına uygun bir şekilde önceden oluşturmuş programlar bulunuyor. Ayrıca yakılan kalori, egzersiz yoğunluğu, uyku takibi, kalp atış hızı ve SpO2 takibini kapsayan bir dizi veri ve sağlık takibi işlevi sunarak kullanıcıların ilerlemelerini ve sağlık durumlarını kolayca izleyebilmelerine olanak tanıyor. Uzun ömürlü pili sayesinde 14 güne kadar kullanılabilen saat, aynı zamanda hızlı bir şekilde şarj oluyor ve 10 dakikalık bir şarj ile yaklaşık iki gün dayanabiliyor. Güçlü bir hoparlöre sahip saatin yapay zeka gürültü engelleme algoritması, kullanıcıların Bluetooth ile saat üzerinden telefon görüşmesi yaparken sorunsuz ve net bir şekilde iletişim kurmalarını sağlıyor. Xiaomi Watch S1 Pro, cihazı 85 dakikada yüzde 100 şarj edebilen kullanışlı bir kablosuz şarj istasyonu ile birlikte geliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA