Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEHMET YÜCE

Özbekistan’ın Jeopolitik Konumu ve Türkiye ile İlişkilerinin Seyri

İslam öncesi dönemde Turan, İslam'ın kabulünden sonraki dönemde ise Mâverâünnehir ve Türkistan diye anılan kadim coğrafyanın kalbinde konumlanan Özbekistan, bölgedeki bütün ülkelerle sınırdaş olan tek ülke olup, bozkırların, çöllerin ve dağların arasında, büyük ulaşım ve ticaret yollarının kavşağında yer almaktadır. Orta Asya'nın merkezi ülkesi olan Özbekistan, Orta Asya ülkeleri yanı sıra Afganistan ile sınırdaş olup, Uzakdoğu ve Avrupa arasında geçiş güzergâhı üzerindedir. Ülke eski İpek Yolu üzerindeki merkezler olan Semerkand ve Buhara'ya ev sahipliği yapmaktadır. Özbekistan, Yeni İpek Yolu projesinde hem kuzey-güney hem de doğu-batı güzergâhında bulunmaktadır. Diğer taraftan Özbekistan, uzun yıllar İslam medeniyetinin merkezlerinden biri olmanın yanı sıra, Türk, Fars ve Arap kültürlerinin yoğun bir zenginlikle iç içe geçmiş olduğu bir coğrafyadır. Türk-İslam medeniyetinin neşv-ü neması sonucu bu bölgede bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanında birçok önemli şahsiyetler çıkmıştır. Bu yapı ülkenin stratejik konumunu güçlendirdiği gibi ülkenin bir takım sorunlarla da baş başa kalmasına neden olmuştur.

Özbekistan, tarih, kültür, medeniyet ve siyasi geçmişinde ev sahipliği yaptığı devlet ve hanlıklar dolayısıyla Batı Türkistan coğrafyasında mümtaz bir yer ve bölge ülkeleri yönünden lider olma potansiyeli bulunmaktadır. Bu nedenle Batı Türkistan'ın diğer hanlıklarından daha fazla Osmanlı Devleti ile irtibat içinde olmuştur. Bu durumu iyi bilen Çarlık Rusya'sı ve SSCB yönetimi bu bölgede her daim teyakkuz içinde olmuştur. Çarlık dönemi, Cedit ve Basmacı hareketlerinin merkezi olan Özbekistan, 1970 ve 1980'lerde de kültürel ve ekonomik hakların Moskova'dan sıklıkla talep edildiği öncü bir özerk cumhuriyet olmuştur. Bu durum 1991'deki bağımsızlık sonrası da devam etmiş ve ülkede siyasal hareketlenmeler hep devam edegelmiştir.

Özbekistan, bağımsızlık sonrası diğer Orta Asya Cumhuriyetlerinden farklı olarak hızlı bir dönüşüm yerine kontrollü ve kendine özgü bir dönüşüm sürecini başlatmıştır. Bu yapının oluşumunda kurucu Cumhurbaşkanı Kerimov'un "yeni ev yapılmadan eski ev yıkılmaz" şeklinde ifade ettiği reformlara bakışı temel unsur olarak rol oynamıştır. Bu nedenle Kerimov iktidarında devletin yaklaşımı, reformların yavaş ve itidalli bir şekilde yapılması, Sovyet döneminden kalan sistemin bir anda söküp atılması yerine bunların dönüşümünün sağlanması, piyasa ekonomisine geçiş sürecinin yavaş yavaş ilerletilmesi şeklinde olmuştur. Bu bakışa "Özbek Modeli" denilmiştir.

Orta Asya bölgesini ve özellikle Özbekistan'ı etkileyen önemli unsurlardan biri de Fergana Vadisi'nin istikrarıdır. Orta Asya'da istikrar Fergana Vadisi'nden geçtiğini söylemek mümkündür. Fergana ovasına yerleşen selefi tarzı radikal hareketler bölgedeki diğer ülkelere göre daha dindar bir yapıya sahip Özbekistan için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Hanefilik ve Maturidiliğin merkezi olan Özbekistan'ın selefilik akımına maruz kalmasını tesadüfi bir gelişme olarak yorumlamak mümkün değildir. Diğer taraftan Fergana Vadisi'nde yerleşen radikal hareketlerin oluşturduğu istikrarsızlık ve güvenlik boşluğu bölgede uyuşturucu trafiğinin oluşmasına neden olmuştur. Bu tehdide karşı bölge ülkelerinin tek başlarına ya da birlikte mücadele etme güçleri bulunmadığı için oluşan güvenlik zaafı başta Rusya, Çin ve ABD olmak üzere dış güçlerin bölgeye müdahalesine alan oluşturmaktadır.

35 milyonu geçen nüfusu ile jeo-stratejik konumu, köklü tarihi, zengin kültürel değerleri ve ekonomik potansiyeliyle Orta Asya'nın kilit ülkesi olan Özbekistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştur. Türk halkının gönül coğrafyasında mümtaz bir yere sahip Özbekistan ile Türkiye arasında başlayan samimi ve ciddi işbirliği maalesef istikrarlı bir şekilde devam etmemiştir. Özbekistan ile Türkiye arasındaki gelişen hadiseler eksenli oluşan ilişkiler inişli-çıkışlı bir seyir izlemiştir. Başlangıçta, ilk Cumhurbaşkanı Kerimov, Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye istekli olmasına rağmen, ülkede sergilenen otoriter yönetim tarzına ilişkin Türkiye'nin bazı eleştirilerde bulunması ve muhalif lidere ev sahipliği yapması gibi nedenlerle kesintiye uğrayan üst düzey diyalog iki ülkenin diplomatik ilişkilerini durma noktasına getirmiş ve durum ekonomik ilişkilere de olumsuz bir şekilde yansımıştır.

İslam Kerimov'un Eylül 2016'da vefat etmesinin ardından yönetime gelen yeni Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Özbekistan-Türkiye ilişkilerine özel bir önem vermiştir. "Üçüncü Rönesans" olarak adlandırılan kapsamlı reformlarla "yeni Özbekistan"ı inşa etmeyi hedefleyen Mirziyoyev, dışa açık çok yönlü dış politikasında Türkiye ile iş birliğine özel bir önem vermiştir. Bu da iki kardeş ülkenin donma noktasına gelen ilişkilerinin yeniden canlandırılması için fırsat oluşturmuştur.

Mirziyoyev'in göreve gelmesinin ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 17-18 Kasım 2016 tarihlerinde Özbekistan'ı ziyaret etmesiyle başlayan üst düzey görüşmeler, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in 25 Ekim 2017 tarihinde Türkiye ziyaretiyle devam etmiş ve bu ziyaretler karşılıklı olarak sürmüştür. Bu görüşmeler sonucunda Türkiye-Özbekistan arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) kurulması kararlaştırılmış, çeşitli alanlarda çok sayıda belge imzalanmış, Türkiye-Özbekistan Ortak Stratejik Planlama Grubu oluşturulmuştur. Bu olumlu gelişmelerin bir yansıması olarak Özbekistan Türkiye'ye uyguladığı vizeyi kaldırmıştır. Bu ilişki çok hızlı bir şekilde dış ticarete de yansımıştır. 2016 yılında 1 milyar 242 milyon dolar olan ikili ticaret hacmi, 2020 yılına gelindiğinde yaklaşık 2 kat artarak 2 milyar 101 milyon dolar, 2021'de ise 3 milyar 645 milyon dolara ulaşmıştır. Özbekistan'ın en çok dış ticaret yaptığı ilk 5 ülke arasında yer alan Türkiye ile ticaret hacminin diplomatik ilişkilerin tesisinin 30. yılı olan 2022'de 5 milyar dolara ulaşması hedeflenmektedir. Bu olumlu atmosfer Türk yatırımcıların Özbekistan'a yatırım yapmasını teşvik etmiştir. Özbekistan'da hâlihazırda Türk sermayeli 2.123 şirket bulunmaktadır.

Türkiye ile Özbekistan arasında savunma sanayi alanında da ilişkiler gelişmektedir. Türkiye ile Özbekistan arasındaki askeri ve savunma işbirliği, askeri personel eğitimi, askeri yardımlar, ortak askeri tatbikatlar, askeri mühimmat ve savunma teknolojisi alanında işbirliği şeklinde yürütülmektedir. Ortak askeri teçhizat üretimi konusunda da ilerleme sağlanmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son ziyaretinde imzalanan anlaşmalar arasında askeri işbirliğinin yer alması bu bakımdan önemlidir.

Kerimov döneminde durma noktasına gelen ve 2016 tarihinde başlayarak sağlanan ivme ile stratejik boyuta gelen ilişkilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretiyle stratejik ortaklık ilişkilerinin en üst düzeyine, başka bir ifadeyle müttefiklik ilişkisine ulaşması beklenmektedir. Öncelikle şu hususu belirtmekte fayda vardır ki, Özbekistan halkı her daim Türk halkına sempati ile bakmış ve ikili ilişkilerin gelişmesinden her zaman memnun olmuştur. Bölgenin en yoğun nüfusunu teşkil eden ve aynı zamanda bölgenin en girişimci halkı olan Özbek halkının Türkiye ile kuracağı ekonomik ilişki, bölgenin ekonomik potansiyelinin harekete geçmesine öncülük edecektir.

Diğer taraftan, özelikle son dönemlerde bölgede yaşanan kaotik durum karşısında Özbekistan'ın güçlü bir desteğe ihtiyacı bulunmaktadır. Bölgede itibari yükselen, güçlü bir müttefik olarak kabul gören Türkiye'nin karizmatik lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özbekistan ziyareti, Türk Devletleri Teşkilatına üye olarak tarafını belli eden Özbekistan açısından anlamlı ve önemli bir destek olacaktır. Türkiye'nin dönem başkanlığında Türk Devletleri Teşkilatının bu yılki zirvesinin 11 Kasım'da Özbekistan'da düzenlenmesinin planlanması da Özbekistan'a verilen desteğin bir diğer boyutunu teşkil etmektedir. Bunun farkında olan deneyimli lider Cumhurbaşkanı Mirziyoyev bu durumu hem Özbekistan hem de bölge için avantaja çevirecektir. Bu avantajın oluşması ise Türkiye-Özbekistan müttefikliği ile anlam kazanacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA