Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Avrupa ile ilişkiler hızla toparlanmalı

Erdoğan: 2018 Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yumuşama yılı olmalı. Siyasette düşmanlığı kalıcı kılmak fayda getirmez. PKK da, YPG de bir şey yapamaz. Güçleri yetiyorsa terör koridorunda yürüsünler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa dönüşü uçakta gazetecilere gündemi ve Fransız mevkidaşı ile yaptığı görüşmeleri değerlendirdi. Erdoğan, Avrupa ile ilişkiler ve terörle mücadele konularında çarpıcı mesajlar verdi:
Genelde Avrupa cephesinde yumuşama sinyalleri geliyor. Fransa-İtalya Savunma Anlaşması bir motivasyon olabilir mi? Avusturya'dan ve Avrupa'dan da benzer sinyaller geliyor.
- Temennim odur ki 2018 Avrupa ile ilişkilerin yumuşama yılı olsun. Zaten siyasetin içinde buna benzer şeyleri çok yaşadık. Yaşadık ama aldığınız tekme tokat yanınıza kar kalıyor. Özellikle Almanya ile farklı bir süreç yaşandı. Ama mesela Fransa bu tuzağa düşmedi. Buna karşılık İskandinav ülkelerinden bazıları bu tuzağa düştü. Biz ilişkilerin süratle toparlanmasından yanayız. Çünkü siyasette düşmanlığı kalıcı kılmak hiçbir zaman kazandırmaz, fayda da getirmez.
Peki ne değişti?
- Bazı yerlerde iktidarlar değişti. Farklı farklı nedenleri olabilir. Önemli olan sürecin iyileştirilmesi.
Macron Türkiye'nin AB sürecinin yeniden yorumlanmasından bahsetti. Biz buradan Türkiye olarak ne anladık?
- Ben onun tam ne demek istediğini anlamak istemedim. Onların bizi anlamasına odaklanmayı tercih ettim. Ne demek istediğimizi en iyi biçimde anlatmayı hedefledim.

TERÖR KORİDORUNU ONLARA MEZAR EDERİZ


Son zamanlarda Donald Trump'ın bölgesel ve küresel meselelerde tehdit etmediği kimse kalmadı. Bu safhadan sonra AB ve BM'nin yeni inisiyatif alarak meseleyi Kudüs merkezli olarak sürdürme durumu olabilir mi?
- Bu konu ile ilgili olarak ben İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bir teklifte bulunacağım. İsrail-Filistin meselesini gelin İİT ve AB olarak müşterek bir çalışma ile ele alalım. Bakalım bu teklif ne getirir?
İsrail'e tehdit oluşturacak ülkeler zayıflatılıyor yorumları var. Şimdi İran'da olaylar var. "Suriye, Irak ve İran'dan sonra hedef Türkiye olabilir mi?" yorumları yapılıyor?
- Yorumlara, varsayımlara değil, biz kendi hedefimizin ne olduğuna odaklanmalıyız. Kendinizi zayıf görüyorsanız zaten bittiniz demektir. Biz vurduk mu oturturuz. Ne PKK bir şey yapabilir, ne YPG! Hadi, güçleri yetiyorsa, terör koridoru meselesinde yürüsünler. O terör koridoru olarak düşündükleri yeri de onlara mezar ederiz. Bizim medyamızın da bunun bilincinde olması lazım. ABD lafa gelince, "Biz terör örgütünün karşısındayız" diyor. Ondan sonra da DEAŞ'a karşı yine bir terör örgütü olan YPG'yi yanına alarak mücadele ediyor. Medyadan bazıları da tutmuş, "Ne yapsın ABD, tabii ki onlarla yürütecek" diyebiliyor.

SAVUNMADA ÇEŞİTLİLİK...

S-400 füzeleri ile ilgili anlaşma yapıldıktan sonra özellikle ABD ciddi tepki gösterdi. Şimdi Eurosam ile bir anlaşmaya gidiliyor, bu eleştirilerin NATO ve ABD içinden azalmasını bekliyor musunuz?
- Konu ile ilgili olarak zaten NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "Buralara müdahale etme gibi bir şey söz konusu olamaz" dedi. Yunanistan S-300 almış. ABD'nin Yunanistan'a karşı sesini duydunuz mu? Fransa ve İtalya ile birlikte attığımız adım aslında bir çeşitlendirmededir. Savunma sistemlerinde çeşitlendirmeye gidiyoruz.

ARKASINDA ABD VAR

Hakan Atilla davası 9 ay gibi kısa sürede tamamlandı. Fetullah Gülen hakkında tek bir adım atılmamış olmamasına ne diyorsunuz?
Bu şunu gösteriyor. Pensilvanya'nın arkasında ABD var. FETÖ'nün elebaşını besleyip ona 400 dönümlük araziyi tahsis eden ABD... İlk etapta 85 koli ondan sonra yeni yeni sonuçlanan davalar ABD yetkililerine bildiriliyor. Ne yazık ki ABD'nin konu ile alakalı attığı tek bir adım yok. Hakan Atilla davasıyla ilgili olarak da Halk Bankası'nın dava açma yetkisi var. Bu bankamızın uluslararası düzeyde ismi kirletiliyor.
Cenk Tosun'un Everton'a transferi gerçekleşti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "bu transfer cari açığın kapanması katkı sağlaması açısından çok önemli bir gelişmedir" dedi.
Ekonomi Bakanımız böyle dediyse onun üstüne bir şey söylenmez. Az para değil. 27 milyon euro. Hayırlı olsun.

'ABD İLE AYNI KULVARDA KOŞMUYORUZ'

Trump'ın seçilmesi ile hepimizde yeni bir başlangıç düşüncesi hâkim olmuştu. Özellikle YPG ve FETÖ konusunda bir hayal kırıklığı yaşıyor musunuz? Trump'ın kalan görev süresi içerisinde Türkiye-ABD ilişkilerinin normal bir seviyeye çıkarılma umudunuz var mı?
- Sadece YPG olayı değil. En önemlisi FETÖ meselesi. ABD ile terör ile mücadelede aynı kulvarda koşmuyoruz. ABD terörle mücadelede kendine göre bir tanım yapmıştır. "Sen terörist sin" kime diyorsa, onu peşinen terörist sayıyor. Ama onun terörist dediği ülke ve kişilerin terörle alakası da olmayabilir. Şu anda İran'a, Pakistan'a yönelik yapılan açıklamaları bu çerçevede değerlendirmek lazım.
Bir başka başlık da, Halk Bankası ve Hakan Atilla meselesi. Bu yargı süreci kumpas üstüne kumpaslarla dolu. Kimin eli kimin cebinde belli değildir. Zanlı birisi kalkıp da "Bana FBI 50 bin dolar verdi" diyorsa sizin adalet sisteminiz çökmüş demektir.

'İKİLİ İLİŞKİLER AĞIR YARA ALDI'

Gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son dönemde yaşananlar neticesinde ABD ile ilişkilerin ciddi darbe aldığı değerlendirmesinde bulundu.

KILIÇDAROĞLU'NUN EN BÜYÜK MARİFETİ YOLSUZLUKLARI SAVUNMAK

Beşiktaş Belediye Başkanı'nın görevden alınmasına ilişkin Kılıçdaroğlu'nun "AKP alamayacağını anladı onun için yapıyor" beyanı var?
- Kılıçdaroğlu gaipten haberler vermeye alışkındır. Daha 14 ay var. Aç tavuk kendini buğday ambarında görürmüş! O da kendisini buğday ambarında görüyor. Nerede bir suiistimal varsa mülkiye müfettişleri ile birlikte gideriz. Benim vatandaşım korkmasa, çekinmese ortaya daha çok şeyler çıkar. "Suç üstüne var mısın" diyorum, "Benim işim kalır o zaman" diyor. İster benim partim ister diğer partiler bizim bu işi belli noktalara getirmemiz lazım.
Beşiktaş Belediyesi'nde yolsuzluk var ve Kılıçdaroğlu neden bu konuya önlem almadı sizce?
- Kılıçdaroğlu'nun en büyük marifeti yolsuzlukları savunmaktır. Nitekim Ataşehir'i nasıl savunduğunu gördük. Yolsuzlukları Torununu SSK'lı yapan birisinden ne beklersiniz? Bunların çok daha açık bir biçimde ortaya çıktığını göreceğiz. Daha devamı var.

"PKK VE FETÖ DERNEKLERİNİN LİSTESİNİ MACRON'A VERDİM"

Cumhurbaşkanı, Macron ile ele aldıkları konuları şöyle özetledi:
"Yaptığımız bazı anlaşmalar oldu. Bu anlaşmalardan biri, THY ile Airbus anlaşması. Geniş gövdeli uçaklarda, tercihinin bir kısmını Airbus'tan yana kullandı THY. Roketsan ve Aselsan, Eurosam ile anlaşma sağladı. Bu savunma sistemleri noktasında bizi daha güçlü kılacak bir adımdır.
Fransa'da yaşayan Türk ve Müslüman toplumunun sorunlarını da değerlendirme imkânı bulduk. Sürekli olarak imamları azaltma yoluna gidiyorlar. Bu da Fransa'da yetişmiş din görevlisi istihdamını arzu etmelerinden kaynaklanıyor. Ben de Strasbourg İlahiyatı devreye almanın yararlı olacağını belirttim.
Fransa'da PKK, FETÖ yapılanması ile ilgili mücadeleyi kendisi ile konuştum. Dernek isimlerini de içeren belgeleri verdim. Kendileri de "Terörle mücadelede siz neredeyseniz ben de aynı yerdeyim; mücadeleyi aynı kararlılıkla vereceğim" dedi.
Macron'a Türkiye'de tutuklu bulunan sözde gazetecilerle ilgili olarak da bilgi verdim. Bunların bir bölümünün adi suçlardan, büyük bölümünün de terörle iltisaktan dolayı içeride olduklarını anlattım. Bana bazı isimler verdi. Ben de 'O isimlerle ilgili savcıların ne tür iddiaları olduğunu bilgi paylaşımı çerçevesinde göndereceğim. Zira neticede yargı bağımsızdır' dedim."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA