Türkiye -İsrail ilişkilerinin gerilmesi, Gazze'ye yardım konvoyuna kanlı baskın yapılması, Türk dış politikasının Ortadoğu ipoteği altına girmesi aslında hiç de sürpriz değil.
Kamuoyuna yansıtılmayan ama bir süredir biriken olaylar dizisi analiz edildiğinde, bugünkü tablonun er veya geç yaşanacağı artık daha iyi anlaşılıyor.
Burada, denklemin kritik aktörü Başbakan Tayyip Erdoğan. Halen, farklı başkentlerin stratejik masalarında Türkiye'yi değerlendirmeye tabi tutanlar, Erdoğan faktörü devre dışı bırakıldığında, Ankara'daki politikaların sürdürülebilirliğini tartıyorlar.
Peki, nasıl oluyor da İsrail, yakın zamana kadar bölgesel ortağı konumundaki Türkiye'yi kaybetmeyi, ABD ise stratejik işbirliği yaptığı müttefikini dirseklemeyi göze alabiliyor.
Büyük oyunun arka planında, "Ortadoğu enerji kaynaklarını kontrol, ABD-Rusya arasındaki yeni güç dengesi ve İslam topluluklarını dizayn" amaçları yatıyor. Ve bu oyun bozuluyor.
Nasıl mı?
1- İsrail'in, Filistin'i Batı Şeria ve Gazze olarak ikiye bölme hedefi, Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki "one minute" çıkışı sonrası sekteye uğradı. Gazze'ye yönelik insanlık dışı ambargo ve abluka, uluslararası toplum tarafından sorgulanmaya başlandı.
2- İran'ın nükleer programı gerekçe gösterilerek yürütülen kampanya, Türkiye-
Brezilya girişimi ile açığa düştü. Barışa şans verilmediği deşifre edildi. ABD'nin, BM üzerinden İran'a yaptırım planı da nükleer tesislere yönelik olası harekât seçeneği de bu aşamadan sonra meşruiyetini yitirdi.
3- ABD eski Başkanı Bush'un, 11 Eylül saldırısı sonrası Müslüman dünyayı düşman ilan eden sözleri, Washington'taki bilinç altını dışa vurdu. Türkiye, hem Medeniyetler İttifakı Projesi ile dinlerarası çatışma riskini en aza indirirdi hem de İslam nüfuzunu küresel temsil kabiliyeti kazandı.
4- İçeride makul kaygılarla karşılansa da "Demokratik Açılım", dışarıdaki tarihi emelleri kâbusa dönüştürdü. İsrail'in, yaşadığı bu coğrafyada suni bir başka devlete, yani Kürt Devleti'ne olan sözde ihtiyacı, vaat edilmiş toprakları göz önünde tutan gizli politikaları artık uygulanabilir olmaktan çıktı.